#smrgSAHAF Kutsal Toprakların Davetsiz Misafirleri: Haçlı Seferleri 1 - 2005
İster bütün Hıristiyan maceralarının en muazzamı ve en romantiği, ister barbar istilalarının sonuncusu sayalım, haçlı seferleri her halükarda ortaçağ tarihinin büyük ve merkezi olayını teşkil ederler. Bunların canlandığı zamana kadar medeniyetimizin ağırlık merkezi Bizans'ta ve Arap hilafetine bağlı ülkelerde idi. Hareketin tamamıyla sönmesinden önce ise üstünlük, Batı Avrupa'ya geçmiş bulunuyordu. Ağırlık noktasının bu yer değiştirmesinden çağdaş tarih doğdu. Fakât bunu anlayabilmek için sadece haçlı seferi düşüncesini tahrik eden batıdaki durum ve şartları değil, aynı zamanda ve hatta belki de daha önemli olarak haçlıların hareketini kolaylaştıran ve gerek ilerlemelerinde ve gerekse geri çekilmelerinde kesin etkisi bulunan doğudaki durum ve şartları kavramamız gereklidir. Bakış açımız Atlas Okyanusu'ndan Moğolistan'a kadar uzamalıdır. Hikayeyi sadece Frankların ve Arapların veya hele bunların asıl kurbanları ve acı çekenleri olan Doğu Hıristiyanların görüş açılarıyla anlatmak, bunun asıl önem ve anlamını dikkatten uzak tutmak olurdu. Çünkü bu, büyük dünya çekişmesinin hikayesi idi. -Steven Runciman (Önsözden)
İster bütün Hıristiyan maceralarının en muazzamı ve en romantiği, ister barbar istilalarının sonuncusu sayalım, haçlı seferleri her halükarda ortaçağ tarihinin büyük ve merkezi olayını teşkil ederler. Bunların canlandığı zamana kadar medeniyetimizin ağırlık merkezi Bizans'ta ve Arap hilafetine bağlı ülkelerde idi. Hareketin tamamıyla sönmesinden önce ise üstünlük, Batı Avrupa'ya geçmiş bulunuyordu. Ağırlık noktasının bu yer değiştirmesinden çağdaş tarih doğdu. Fakât bunu anlayabilmek için sadece haçlı seferi düşüncesini tahrik eden batıdaki durum ve şartları değil, aynı zamanda ve hatta belki de daha önemli olarak haçlıların hareketini kolaylaştıran ve gerek ilerlemelerinde ve gerekse geri çekilmelerinde kesin etkisi bulunan doğudaki durum ve şartları kavramamız gereklidir. Bakış açımız Atlas Okyanusu'ndan Moğolistan'a kadar uzamalıdır. Hikayeyi sadece Frankların ve Arapların veya hele bunların asıl kurbanları ve acı çekenleri olan Doğu Hıristiyanların görüş açılarıyla anlatmak, bunun asıl önem ve anlamını dikkatten uzak tutmak olurdu. Çünkü bu, büyük dünya çekişmesinin hikayesi idi. -Steven Runciman (Önsözden)