#smrgSAHAF Kuzgun Acar - 2004
Kuzgun'un bu yeni heykelleri, zorlu bir işçiliğin sonucundan çok bir buluşun yapıtlarıydı. Bunlar uzak da olsa, Antoine Pevsner'in heykellerini anımsatıyordu. Kuzgun'un yapıtlarında, (elek telinin dokusundan kaynaklanan) mermerin ya da bronzun boşlukta kapladığı hacim değil, yapıtın kendi iç hacmi ortaya çıkıyordu. Bu da görsel sanata ilgi duyan, bilmekten çok öğrenmeye, yanıt aramaktan çok soru sormaya meraklı genç bir yazarın gözünden kaçmadı: Kuzgun'un bu elektrik tellerinden yarattığı, tavana asılı bu yapıtları, yalnız bu yeni materyali kullandığı için yeni değildi; heykel sanatının en önemli sorusalını (hacim) içeriyor ve o sorunsala çok özgün bir çözüm getiriyordu.
Kibele Sanat Galerisi sanatseverleri Nisan ayında, 1950 sonrası kuşağın önde gelen sanatçıları arasında yer alan, 1976 yılında yitirdiğimiz usta heykeltraş Kuzgun Acar'ın retrospektif sergisiyle buluşturuyor. 14 Nisan- 30 Haziran 2004 tarihleri arasında izlenebilecek Kuzgun Acar sergisi, sanatçının yaratım sürecinin tüm dönemlerini kapsayan yapıtlardan önemli bir toplamı sunuyor. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ise, retrospektif sergiyle eş zamanlı olarak, Kuzgun Acar'ın yaşam ve sanat serüvenini konu edinen dev bir kitabı sanatseverlerle buluşturacak.
Sergi kapsamında, sanatçının özel olarak Kibele Sanat Galerisi'ne taşınan Gönen'deki büyük duvar heykeli de izlenebilecek. TRT tarafından, 1975 yılında gerçekleştirilen, Kuzgun Acar ve Cihat Burak söyleşinin de yer aldığı belgesel ise sergi süresince gösterilecek.
1928 yılında İstanbul'da doğan ve 1953 yılında D.G.S.A Heykel Bölümü'nde sanat eğitimini tamamlayan Kuzgun Acar, çağdaş heykel sanatının öncü isimleri arasında yer alıyor. 1961 yılında, Türk heykel sanatına, yurtdışında bugüne kadar kazanılmış en büyük ödülü armağan eden ve Paris Uluslararası Genç Sanatçılar Bienali'nde birincilik ödülünü kazanan Acar, heykelin yanı sıra sinema ve tiyatro ile de ilgilendi. 1967-68 yıllarında politik sokak tiyatroları için masklar yapan sanatçı, 1974 yılında Mehmet Ulusoy'un Paris'te kurduğu “Özgürlük Tiyatrosu”nda sahnelediği Brecht'in Kafkas Tebeşir Dairesi oyununun da masklarını orijinal yorumlarla, savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak hazırladı.
1976 yılında atölyesinde çalışırken geçirdiği kaza sonucu yitirdiğimiz sanatçı, taşıdığı öncü ruha uygun olarak, coşkular, heyecanlar, düşler, atılımlar, başarılar, hayal kırıklıkları ve dalgalanmalarla süren kısa yaşamında, heykel sanatımıza önemli yapıtlar armağan etti.
Kuzgun'un bu yeni heykelleri, zorlu bir işçiliğin sonucundan çok bir buluşun yapıtlarıydı. Bunlar uzak da olsa, Antoine Pevsner'in heykellerini anımsatıyordu. Kuzgun'un yapıtlarında, (elek telinin dokusundan kaynaklanan) mermerin ya da bronzun boşlukta kapladığı hacim değil, yapıtın kendi iç hacmi ortaya çıkıyordu. Bu da görsel sanata ilgi duyan, bilmekten çok öğrenmeye, yanıt aramaktan çok soru sormaya meraklı genç bir yazarın gözünden kaçmadı: Kuzgun'un bu elektrik tellerinden yarattığı, tavana asılı bu yapıtları, yalnız bu yeni materyali kullandığı için yeni değildi; heykel sanatının en önemli sorusalını (hacim) içeriyor ve o sorunsala çok özgün bir çözüm getiriyordu.
Kibele Sanat Galerisi sanatseverleri Nisan ayında, 1950 sonrası kuşağın önde gelen sanatçıları arasında yer alan, 1976 yılında yitirdiğimiz usta heykeltraş Kuzgun Acar'ın retrospektif sergisiyle buluşturuyor. 14 Nisan- 30 Haziran 2004 tarihleri arasında izlenebilecek Kuzgun Acar sergisi, sanatçının yaratım sürecinin tüm dönemlerini kapsayan yapıtlardan önemli bir toplamı sunuyor. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ise, retrospektif sergiyle eş zamanlı olarak, Kuzgun Acar'ın yaşam ve sanat serüvenini konu edinen dev bir kitabı sanatseverlerle buluşturacak.
Sergi kapsamında, sanatçının özel olarak Kibele Sanat Galerisi'ne taşınan Gönen'deki büyük duvar heykeli de izlenebilecek. TRT tarafından, 1975 yılında gerçekleştirilen, Kuzgun Acar ve Cihat Burak söyleşinin de yer aldığı belgesel ise sergi süresince gösterilecek.
1928 yılında İstanbul'da doğan ve 1953 yılında D.G.S.A Heykel Bölümü'nde sanat eğitimini tamamlayan Kuzgun Acar, çağdaş heykel sanatının öncü isimleri arasında yer alıyor. 1961 yılında, Türk heykel sanatına, yurtdışında bugüne kadar kazanılmış en büyük ödülü armağan eden ve Paris Uluslararası Genç Sanatçılar Bienali'nde birincilik ödülünü kazanan Acar, heykelin yanı sıra sinema ve tiyatro ile de ilgilendi. 1967-68 yıllarında politik sokak tiyatroları için masklar yapan sanatçı, 1974 yılında Mehmet Ulusoy'un Paris'te kurduğu “Özgürlük Tiyatrosu”nda sahnelediği Brecht'in Kafkas Tebeşir Dairesi oyununun da masklarını orijinal yorumlarla, savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak hazırladı.
1976 yılında atölyesinde çalışırken geçirdiği kaza sonucu yitirdiğimiz sanatçı, taşıdığı öncü ruha uygun olarak, coşkular, heyecanlar, düşler, atılımlar, başarılar, hayal kırıklıkları ve dalgalanmalarla süren kısa yaşamında, heykel sanatımıza önemli yapıtlar armağan etti.