#smrgKİTABEVİ Lafın Sırası - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256543454
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
338
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
180,00
Havale/EFT ile:
174,60
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199216340
602918
https://www.simurgkitabevi.com/lafin-sirasi-2023
Lafın Sırası - 2023 #smrgKİTABEVİ
180.00
Zor bir dünyada yaşıyoruz.
Zulüm, haksızlık ve vefasızlık karşısında “kader” deyip boyun eğmemeli. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü yol haritamız olmalı.
Lafın sırası geldiğinde susmamalı, gözünü budaktan esirgememeli insan. İster gazeteci ol, ister politikacı, ister bürokrat ya da sade bir vatandaş, ne zaman nihayete ereceğini bilemediğimiz yaşam sürecinde, evrende bir gözlemci gibi olup biteni tribünlerden izleyerek, suya sabuna dokunmadan yaşayarak değil, bizzat hayatın içerisinde rol alıp, oyuncu olma cesaretini göstererek “ben de varım” diyebilmeli.
Her yaşam kendine özgü bir yolculuk olduğuna göre, ben de anılarımı ve elli yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda edindiğim tecrübelerimi “Lafın Sırası” adını verdiğim bu kitapta topladım.
Gazeteciliğin sadece haber yapmak, köşe yazarı olmaktan ibaret olmadığını, istendiğinde toplum yararına çok işler yapılabileceğinin örneklerini verdim.
Son yıllarda ciddi boyutta dejenerasyona uğrayan gazetecilik mesleğinin ve bu görevi ifa eden gazetecilerin üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın vakti gelmiş ve hatta geçmiştir.
Onurlu, haysiyetli, kalemini satmayan saygın gazetecilere özlem duyuyoruz.
Zulüm, haksızlık ve vefasızlık karşısında “kader” deyip boyun eğmemeli. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü yol haritamız olmalı.
Lafın sırası geldiğinde susmamalı, gözünü budaktan esirgememeli insan. İster gazeteci ol, ister politikacı, ister bürokrat ya da sade bir vatandaş, ne zaman nihayete ereceğini bilemediğimiz yaşam sürecinde, evrende bir gözlemci gibi olup biteni tribünlerden izleyerek, suya sabuna dokunmadan yaşayarak değil, bizzat hayatın içerisinde rol alıp, oyuncu olma cesaretini göstererek “ben de varım” diyebilmeli.
Her yaşam kendine özgü bir yolculuk olduğuna göre, ben de anılarımı ve elli yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda edindiğim tecrübelerimi “Lafın Sırası” adını verdiğim bu kitapta topladım.
Gazeteciliğin sadece haber yapmak, köşe yazarı olmaktan ibaret olmadığını, istendiğinde toplum yararına çok işler yapılabileceğinin örneklerini verdim.
Son yıllarda ciddi boyutta dejenerasyona uğrayan gazetecilik mesleğinin ve bu görevi ifa eden gazetecilerin üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın vakti gelmiş ve hatta geçmiştir.
Onurlu, haysiyetli, kalemini satmayan saygın gazetecilere özlem duyuyoruz.
Zor bir dünyada yaşıyoruz.
Zulüm, haksızlık ve vefasızlık karşısında “kader” deyip boyun eğmemeli. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü yol haritamız olmalı.
Lafın sırası geldiğinde susmamalı, gözünü budaktan esirgememeli insan. İster gazeteci ol, ister politikacı, ister bürokrat ya da sade bir vatandaş, ne zaman nihayete ereceğini bilemediğimiz yaşam sürecinde, evrende bir gözlemci gibi olup biteni tribünlerden izleyerek, suya sabuna dokunmadan yaşayarak değil, bizzat hayatın içerisinde rol alıp, oyuncu olma cesaretini göstererek “ben de varım” diyebilmeli.
Her yaşam kendine özgü bir yolculuk olduğuna göre, ben de anılarımı ve elli yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda edindiğim tecrübelerimi “Lafın Sırası” adını verdiğim bu kitapta topladım.
Gazeteciliğin sadece haber yapmak, köşe yazarı olmaktan ibaret olmadığını, istendiğinde toplum yararına çok işler yapılabileceğinin örneklerini verdim.
Son yıllarda ciddi boyutta dejenerasyona uğrayan gazetecilik mesleğinin ve bu görevi ifa eden gazetecilerin üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın vakti gelmiş ve hatta geçmiştir.
Onurlu, haysiyetli, kalemini satmayan saygın gazetecilere özlem duyuyoruz.
Zulüm, haksızlık ve vefasızlık karşısında “kader” deyip boyun eğmemeli. “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü yol haritamız olmalı.
Lafın sırası geldiğinde susmamalı, gözünü budaktan esirgememeli insan. İster gazeteci ol, ister politikacı, ister bürokrat ya da sade bir vatandaş, ne zaman nihayete ereceğini bilemediğimiz yaşam sürecinde, evrende bir gözlemci gibi olup biteni tribünlerden izleyerek, suya sabuna dokunmadan yaşayarak değil, bizzat hayatın içerisinde rol alıp, oyuncu olma cesaretini göstererek “ben de varım” diyebilmeli.
Her yaşam kendine özgü bir yolculuk olduğuna göre, ben de anılarımı ve elli yıla yaklaşan gazetecilik hayatımda edindiğim tecrübelerimi “Lafın Sırası” adını verdiğim bu kitapta topladım.
Gazeteciliğin sadece haber yapmak, köşe yazarı olmaktan ibaret olmadığını, istendiğinde toplum yararına çok işler yapılabileceğinin örneklerini verdim.
Son yıllarda ciddi boyutta dejenerasyona uğrayan gazetecilik mesleğinin ve bu görevi ifa eden gazetecilerin üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın vakti gelmiş ve hatta geçmiştir.
Onurlu, haysiyetli, kalemini satmayan saygın gazetecilere özlem duyuyoruz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.