Louis Aragon
Şafakları ve günbatımlarını sınıflandıran eskimiş şiirsel sistemlerin ortasında, Maykovski'nin sesi bir yapı ustası balyozunun parçlayıcı gücüyle haykırır. Şair, halkının kolektif yaşamında, yeni ezgilerin kaynağını bulur. Bugüne dek, bu ünlü şairin insan sevgisi dolu seslenişleri ve parlaklığı, çağımızda, şiirsel alanda kendine özgü ve eşi bulunmaz bir örnek olarak kalmıştır. Pablo Neruda.
“Onu yakından tanıyanlar, halkın içindeki çalışmalarını görenler ya da eserlerini okuyanlar için Mayakovski, yaşamın ta kendisiydi... ‘Yaşam' sözcüğünü onun şaşırtıcı, derinden gelen, gür sesiyle özdeşleştirmek, benim için kolay. Mayakovski'nin şiirlerini okurken ki ritmi, söyleşilerdeki konuşmasıysa sakin ve ölçülüydü, ama yine de hayat dolu ve güçlüydü. Evet, o, bitmez tükenmez bir hayat ve güç kaynağıydı; kendini kontrolü tamdı ve iradesi sarsılmaz güçteydi. Bununla da kendisi, yaşamın en ileri derecede ve en uç noktada gerçekleşmesiydi. Mayakovski'nin herhangi bir kitabını açtığımda, her sayfada hayat sanki yüzüme doğru fışkırır, karşı konulmaz bir sel gibi üstümden akar gider; karanlıkların alçaklığına karşı acımasız, parlak bir ışık, bir projektörün araştırıcı huzmesi gibi gözlerimi kamaştırır.” Anatoli Lunaçarski
Louis Aragon
Şafakları ve günbatımlarını sınıflandıran eskimiş şiirsel sistemlerin ortasında, Maykovski'nin sesi bir yapı ustası balyozunun parçlayıcı gücüyle haykırır. Şair, halkının kolektif yaşamında, yeni ezgilerin kaynağını bulur. Bugüne dek, bu ünlü şairin insan sevgisi dolu seslenişleri ve parlaklığı, çağımızda, şiirsel alanda kendine özgü ve eşi bulunmaz bir örnek olarak kalmıştır. Pablo Neruda.
“Onu yakından tanıyanlar, halkın içindeki çalışmalarını görenler ya da eserlerini okuyanlar için Mayakovski, yaşamın ta kendisiydi... ‘Yaşam' sözcüğünü onun şaşırtıcı, derinden gelen, gür sesiyle özdeşleştirmek, benim için kolay. Mayakovski'nin şiirlerini okurken ki ritmi, söyleşilerdeki konuşmasıysa sakin ve ölçülüydü, ama yine de hayat dolu ve güçlüydü. Evet, o, bitmez tükenmez bir hayat ve güç kaynağıydı; kendini kontrolü tamdı ve iradesi sarsılmaz güçteydi. Bununla da kendisi, yaşamın en ileri derecede ve en uç noktada gerçekleşmesiydi. Mayakovski'nin herhangi bir kitabını açtığımda, her sayfada hayat sanki yüzüme doğru fışkırır, karşı konulmaz bir sel gibi üstümden akar gider; karanlıkların alçaklığına karşı acımasız, parlak bir ışık, bir projektörün araştırıcı huzmesi gibi gözlerimi kamaştırır.” Anatoli Lunaçarski