Süleyman Tevfik'in diğer bir yönü masal kitapları ile halk hikâyeleri yazmış olmasıdır. Ayrıca bizzat içinde bir gazeteci olarak bulunduğu Türk-Yunan muharebesi ile ilgili müşâhedâtını Devlet-i Aliye-i Osmaniye ve Yunan Muharebesi (Abdullah Zühdi ile, İstanbul 1897) adı ile yazmıştır. Bu muhabirliğin ve harpte bulunmanın bir verimi olarak görüp rastladıklarını da; Teselya'da Bir Cevelân ve Dört Aylık Seyahatim adı altında 1898 yılında ayrı bir kitap hâlinde yayınlamıştır.
Hemen her konuda eser veren yazarın yüz civarında eseri bulunmaktadır. Bunlar arasında çocuk edebiyatını ilgilendiren eserleri de vardır.
Süleyman Tevfik Leylâ İle Mecnûn adlı eserini 1327/1909 yılında eski harflerle yayınlamıştır. 144 sayfayı bulan eserde konu Fuzûlî'nin, ancak anlatım orijinal olarak Süleyman Tevfik'indir. Süleyman Tevfik'in dili kısmen servet-i Fünûn yazarlarının dilini andırır. Yazarın dili ağır da olsa, hikâyenin konusu bu ağırlığı anlama yönü ile bastırır. Yazar pek çok yerde, özellikle şahıslar birbirleri ile karşılaştıkları zaman, sözü Fuzûlî'ye bırakır. Böylece Fuzûlî şiirleri ile ortaya çıkar. Ancak Süleyman Tevfik bu şiirleri bazen aynen aldığı gibi kimi zaman da kelimelerini değiştirir. -Prof. Dr. Kemal YAVUZ (Önsözden)
Süleyman Tevfik'in diğer bir yönü masal kitapları ile halk hikâyeleri yazmış olmasıdır. Ayrıca bizzat içinde bir gazeteci olarak bulunduğu Türk-Yunan muharebesi ile ilgili müşâhedâtını Devlet-i Aliye-i Osmaniye ve Yunan Muharebesi (Abdullah Zühdi ile, İstanbul 1897) adı ile yazmıştır. Bu muhabirliğin ve harpte bulunmanın bir verimi olarak görüp rastladıklarını da; Teselya'da Bir Cevelân ve Dört Aylık Seyahatim adı altında 1898 yılında ayrı bir kitap hâlinde yayınlamıştır.
Hemen her konuda eser veren yazarın yüz civarında eseri bulunmaktadır. Bunlar arasında çocuk edebiyatını ilgilendiren eserleri de vardır.
Süleyman Tevfik Leylâ İle Mecnûn adlı eserini 1327/1909 yılında eski harflerle yayınlamıştır. 144 sayfayı bulan eserde konu Fuzûlî'nin, ancak anlatım orijinal olarak Süleyman Tevfik'indir. Süleyman Tevfik'in dili kısmen servet-i Fünûn yazarlarının dilini andırır. Yazarın dili ağır da olsa, hikâyenin konusu bu ağırlığı anlama yönü ile bastırır. Yazar pek çok yerde, özellikle şahıslar birbirleri ile karşılaştıkları zaman, sözü Fuzûlî'ye bırakır. Böylece Fuzûlî şiirleri ile ortaya çıkar. Ancak Süleyman Tevfik bu şiirleri bazen aynen aldığı gibi kimi zaman da kelimelerini değiştirir. -Prof. Dr. Kemal YAVUZ (Önsözden)