Bu “kıskaç”tan çıkabilmek, “başka, yeni, eşitlikçi-özgürlükçü bir dünya”nın mümkün olduğunu tahayyül edebilmeyi gerektiriyor, öncelikle. İki ayağı üzerinde dikilerek “Ben Kadınım! ” diye haykırmayı gerektiriyor: “Sırtıma yüklediğiniz bütün kutsal ve tiksinti verici atıflardan, gizemselleştirmelerden bağımsız, düşünen, eyleyen, emeğinin, bedeninin, yazgısının sahibi, İnsan-Kadın'ım! ”
Bu yazıların her biri, kadınların –emekçilerin özgürleşme mücadelesinden ayrı düşünülemeyecek- özgürlük kavgasının soru(n) ları üzerinde yüksek sesli düşünceleri dile getiriyor… Kendilerine dayatılan “sınırları” zorladıklarına hayranlıkla tanık olduğumuz Kürt-Türk, Alevî-Sünni-Ateist, öğrenci-işçi-memur-serbest meslek sahibi-işsiz genç kadınlar kuşağı için esin kaynağı olurlarsa, yazarları, kendilerini mutlu sayacak… (Arka kapaktan)
Bu “kıskaç”tan çıkabilmek, “başka, yeni, eşitlikçi-özgürlükçü bir dünya”nın mümkün olduğunu tahayyül edebilmeyi gerektiriyor, öncelikle. İki ayağı üzerinde dikilerek “Ben Kadınım! ” diye haykırmayı gerektiriyor: “Sırtıma yüklediğiniz bütün kutsal ve tiksinti verici atıflardan, gizemselleştirmelerden bağımsız, düşünen, eyleyen, emeğinin, bedeninin, yazgısının sahibi, İnsan-Kadın'ım! ”
Bu yazıların her biri, kadınların –emekçilerin özgürleşme mücadelesinden ayrı düşünülemeyecek- özgürlük kavgasının soru(n) ları üzerinde yüksek sesli düşünceleri dile getiriyor… Kendilerine dayatılan “sınırları” zorladıklarına hayranlıkla tanık olduğumuz Kürt-Türk, Alevî-Sünni-Ateist, öğrenci-işçi-memur-serbest meslek sahibi-işsiz genç kadınlar kuşağı için esin kaynağı olurlarsa, yazarları, kendilerini mutlu sayacak… (Arka kapaktan)