Arap Baharı'nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı kavurmaya başladığı 2010 yılından beri şüphesiz bölgedeki pek çok siyasi, askeri ve beşeri denklem radikal şekilde değişmiştir. Bu domino taşı etkisinin kendisini en bariz hissettirdiği ülkelerden birisi ise Libya olmuştur. Afrika, Ortadoğu, hem de Doğu Akdeniz'in birbirine bağlandığı nokta olan ülkede, 2011'deki Muammer Kaddafi karşıtı ayaklanmalardan beri demokratik bir sistem inşa edilemedi. Günümüzde halen aktif anlamda çatışmalara sahne olan, 42 yıllık Kaddafi dönemi sonrasında tahayyül edilen olumlu gelişmelerin bir türlü gerçekleşmediği Libya'da, uluslararası güçlerin, bölgesel ülkelerin de dahli ile karmaşıklık ve kaos devam etmektedir. Bahse konu karmaşa dolu yıllar içerisinde, Libya'daki pek çok denge gibi, savaş da şekil değiştirdi.
Bu savaşların merkezinde yer alan ve Çad'da esir düşene kadar Kaddafi'nin en yakınlarından birisi olan Darbeci General Halife Hafter, bu dönüşümde önemli rol oynadı. Kendisini Çad'da esaretten kurtararak ABD'ye yerleştiren, 1990'dan itibaren Kaddafi'ye karşı bir koz olarak kullanan Vaşington yönetimi, 2011 ayaklanmalarına kadar muhaliflerle irtibatı devam eden Hafter'i bir vekil olarak Libya'da aktif olarak desteklemiş ve kullanmıştır. Savaş literatüründe devlet-dışı silahlı aktörler içerisinde üzerine en çok çalışma yapılan 'Vekil' yani 'Proxy' kategorisinden zaman içerisinde ayrışan Hafter, ABD'nin en büyük muarızı Rusya'dan İran'a, çok farklı ülkelerle son yıllarda iş birliği yapmış ve pek çok farklı ülke tarafından Libya iç savaşında meşru hükümete karşı desteklenerek farklı bir form almıştır.
2016 yılında Dr. Andreas Krieg'in 'Surrogate Warfare' olarak tanımladığı ve vekilleri sadece bir unsur olarak gözeten bu geniş kapsamlı konsept, artık Hafter'e daha da uygun bir tanımlamadır. Bu çalışmada Türkçeleştirilen hali ile Niyabet Savaşları, yani Surrogate Warfare; savaşın yükünü ülke sınırları dışına taşımaya yardımcı her türlü unsuru içinde barındıran şemsiye bir konsepttir. Fakat Niyabet Savaşları'nın ana aktörü olan naipler, zaman içerisinde onları kullanan/destekleyen ülkelerin kontrolünden çıkarak kendi siyasi ajandalarını önceleyebilir, prensipsiz ve sivil-asker ayrımının ortadan kalktığı bir çatışma sahasını beraberlerinde getirebilirler.
Niyabet Savaşları (Surrogate Warfare) üzerine yazılan bilinen ilk akademik çalışmanın kitaplaştırılmasıyla ortaya çıkan bu eserde, Libya'daki tarihsel süreç ve güncel olarak yaşananlar, sahanın, savaşın ve aktörlerin dönüşümü, Halife Hafter özelinde ele alınmış. Niyabet Savaşları'na dair yeni bir üst sınıflandırmanın tanıtımı yapılmış, çağımızın savaşlarında yaşanması muhtemel sıkıntılar Libya'daki süreç ve Hafter örneği üzerinden ele alınmıştır.