“1920'lerin ortasından itibaren Marksist düşüncenin en önemli isimlerinden biri haline gelecek olan Lukacs'ın Marksizme yönelişi kolay ve doğrudan bir şekilde olmadı. Lise yıllarından itibaren Marx'ı incelemesine, hatta kimi çalışmalarında yöntemsel dayanak olarak Marx'ın yapıtını almasına karşın, Marksizme karşı genel olarak olumsuz bir tavır aldı. Hegel'e yönelliği ‘bireylerin rolünü önemsemediği' yönündeki eleştiriyi Marx'a da yöneltiyor, Marksizmin ‘belirlenim' anlayışına karşı çıkıyordu. Bununla birlikite, savaşın son yıllarında kendini Marksist olarak tanımlamaya başladı, kısa bir süre içinde de en önemli Marksist düşünürler arasında yerini aldı.”
“1920'lerin ortasından itibaren Marksist düşüncenin en önemli isimlerinden biri haline gelecek olan Lukacs'ın Marksizme yönelişi kolay ve doğrudan bir şekilde olmadı. Lise yıllarından itibaren Marx'ı incelemesine, hatta kimi çalışmalarında yöntemsel dayanak olarak Marx'ın yapıtını almasına karşın, Marksizme karşı genel olarak olumsuz bir tavır aldı. Hegel'e yönelliği ‘bireylerin rolünü önemsemediği' yönündeki eleştiriyi Marx'a da yöneltiyor, Marksizmin ‘belirlenim' anlayışına karşı çıkıyordu. Bununla birlikite, savaşın son yıllarında kendini Marksist olarak tanımlamaya başladı, kısa bir süre içinde de en önemli Marksist düşünürler arasında yerini aldı.”