#smrgSAHAF Maarifimizin Ana Davaları ve Bazı Hal Çareleri - 1954

Basıldığı Matbaa:
İstanbul Matbaası
Stok Kodu:
1199040084
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
80 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1954
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199040084
426105
Maarifimizin Ana Davaları ve Bazı Hal Çareleri -        1954
Maarifimizin Ana Davaları ve Bazı Hal Çareleri - 1954 #smrgSAHAF
0.00
Maarifin ana davaları, aynı zamanda Türkiye'nin kalkınmasının, ilerlemesinin, bugünkü medeniyet seviyesinde bir millet olmasının da esas davalarıdır. Çünkü bugün medeni, ileri bir millet demek, hakiki ilme, ilim zihniyetine ve bunlarla mücehhez olarak yetişmiş münevverlere sahip olmak demektir. Bu hükmün yüzde yüz doğru ve kolayca ispat edilebilir olmasına rağmen bir fikir adamı çıkıp aynı katiyetle memleketin terakkisini başka bir müessesenin kaderine bağlayabilir. Mesela, Türkiye'nin yükselmesi, nüfusunun yüzde seksenini köylü teşkil ettiğine göre ziraatın inkişafile ancak mümkündür; diyebilir ve iddiasını kuvvetlendirmek maksadiyle ziraat fenni bir şekilde ilerlediği takdirde bunun mahsullerini işlemek ve kıymetlendirmek için yeni sanayi tesisleri meydana gelecek, bunları diğerleri takip edecektir; böylece memlekette umumi bir kalkınma olacak ve şimdiye kadar görülmemiş bir refah husule gelecektir; diye ilave edebilir. Şüphesiz bu iddia da doğrudur. (...) Bu vaziyette yukarıdaki ilk hükmün geçerliği acaba azalmış olmuyor mu? Görünüşte belki öyle; fakat hakikatte tamamıyla aksine. (Önsözden)
Maarifin ana davaları, aynı zamanda Türkiye'nin kalkınmasının, ilerlemesinin, bugünkü medeniyet seviyesinde bir millet olmasının da esas davalarıdır. Çünkü bugün medeni, ileri bir millet demek, hakiki ilme, ilim zihniyetine ve bunlarla mücehhez olarak yetişmiş münevverlere sahip olmak demektir. Bu hükmün yüzde yüz doğru ve kolayca ispat edilebilir olmasına rağmen bir fikir adamı çıkıp aynı katiyetle memleketin terakkisini başka bir müessesenin kaderine bağlayabilir. Mesela, Türkiye'nin yükselmesi, nüfusunun yüzde seksenini köylü teşkil ettiğine göre ziraatın inkişafile ancak mümkündür; diyebilir ve iddiasını kuvvetlendirmek maksadiyle ziraat fenni bir şekilde ilerlediği takdirde bunun mahsullerini işlemek ve kıymetlendirmek için yeni sanayi tesisleri meydana gelecek, bunları diğerleri takip edecektir; böylece memlekette umumi bir kalkınma olacak ve şimdiye kadar görülmemiş bir refah husule gelecektir; diye ilave edebilir. Şüphesiz bu iddia da doğrudur. (...) Bu vaziyette yukarıdaki ilk hükmün geçerliği acaba azalmış olmuyor mu? Görünüşte belki öyle; fakat hakikatte tamamıyla aksine. (Önsözden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat