Macellan'ın, kendisini Keşifler Çağının en büyük kaşiflerinden biri haline getirecek bir sabit fikri vardı: Kristof Kolomb'un yapamadığını yapmak ve batıya giderek doğudaki Baharat Adaları'na varmak. Bu fikre Portekizliler değil İspanya Kralı I. Carlos destek verdi ve Macellan, kendisine sağlanan beş gemiyle 1519 Eylül ayında yola çıktı.
1522 Eylül ayında o beş gemiden sadece biri perişan halde İspanya'ya döndü. İçinde sefil durumda on sekiz kişi vardı ve Macellan, aralarında yoktu.
Çünkü sarsılmaz iradesi ve azmiyle bu seferi mümkün kılan, bunun için memleketi Portekiz'in rakibi ve düşmanı İspanya uyruğuna geçmeyi göze alan, doğanın ve insanların yarattığı nice zorluklar karşısında filosunu bilinmeyen denizlerden, fırtınalardan, isyanlardan, savaşlardan geçirip hedefine ulaştıran adam, yerliler tarafından savaşta öldürülmüştü. Çünkü Macellan'ın, kendi pagan dinlerinde yaşayıp giden bölgenin yerli halklarını, olursa iyilikle, olmazsa silah zoruyla Hıristiyan yapmak gibi bir sabit fikri daha vardı ve bu fikir onu ölüme götürecekti.
Dünyanın en büyük kaşiflerinden biri olarak anılmasına; Macellan Boğazı'na, Macellan Bulutsusu'na ve NASA'nın güneş sistemini keşfetmek için gönderdiği Macellan uzay aracına ismi verilerek onurlandırılmasına karşın Macellan, asıl yapmak istediği şeyi yapamamıştır: Baharat Adaları'na varmak, oradan gemilerine yüklediği baharatlarla ve dünyayı dolaşan ilk insan olmanın şanıyla memleketine dönmek. Dünyayı dolaşıp zenginliklerle geri dönen ilk insanlar, o perişan geminin içinde İspanya topraklarına ayak basan on sekiz denizcidir.
Elinizdeki kitap, yenilmez ruhu ve bilgisiyle bu yolculuğu mümkün kılan adamın biyografisi olduğu kadar bu seferin, bir macera romanı kadar sürükleyici seyir defteridir.
Macellan'ın, kendisini Keşifler Çağının en büyük kaşiflerinden biri haline getirecek bir sabit fikri vardı: Kristof Kolomb'un yapamadığını yapmak ve batıya giderek doğudaki Baharat Adaları'na varmak. Bu fikre Portekizliler değil İspanya Kralı I. Carlos destek verdi ve Macellan, kendisine sağlanan beş gemiyle 1519 Eylül ayında yola çıktı.
1522 Eylül ayında o beş gemiden sadece biri perişan halde İspanya'ya döndü. İçinde sefil durumda on sekiz kişi vardı ve Macellan, aralarında yoktu.
Çünkü sarsılmaz iradesi ve azmiyle bu seferi mümkün kılan, bunun için memleketi Portekiz'in rakibi ve düşmanı İspanya uyruğuna geçmeyi göze alan, doğanın ve insanların yarattığı nice zorluklar karşısında filosunu bilinmeyen denizlerden, fırtınalardan, isyanlardan, savaşlardan geçirip hedefine ulaştıran adam, yerliler tarafından savaşta öldürülmüştü. Çünkü Macellan'ın, kendi pagan dinlerinde yaşayıp giden bölgenin yerli halklarını, olursa iyilikle, olmazsa silah zoruyla Hıristiyan yapmak gibi bir sabit fikri daha vardı ve bu fikir onu ölüme götürecekti.
Dünyanın en büyük kaşiflerinden biri olarak anılmasına; Macellan Boğazı'na, Macellan Bulutsusu'na ve NASA'nın güneş sistemini keşfetmek için gönderdiği Macellan uzay aracına ismi verilerek onurlandırılmasına karşın Macellan, asıl yapmak istediği şeyi yapamamıştır: Baharat Adaları'na varmak, oradan gemilerine yüklediği baharatlarla ve dünyayı dolaşan ilk insan olmanın şanıyla memleketine dönmek. Dünyayı dolaşıp zenginliklerle geri dönen ilk insanlar, o perişan geminin içinde İspanya topraklarına ayak basan on sekiz denizcidir.
Elinizdeki kitap, yenilmez ruhu ve bilgisiyle bu yolculuğu mümkün kılan adamın biyografisi olduğu kadar bu seferin, bir macera romanı kadar sürükleyici seyir defteridir.