#smrgSAHAF Mahalle Mektebi Hatıraları - 1997

Basıldığı Matbaa:
Bayrak Matbaacılık
Hazırlayan:
İsmail Kara, Ali Birinci
Stok Kodu:
1199077758
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
194 s
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1997
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199077758
463641
Mahalle Mektebi Hatıraları -        1997
Mahalle Mektebi Hatıraları - 1997 #smrgSAHAF
0.00
Yeni mektebe başladığım gün güzel bir sonbahar günüydü. Beş yaşımdaydım. Evde, bu işin olacağını bana duyurmamışlardı. Maamafih birkaç günden beri mektebe başlayan çocukların göğüslerine çapraz geçirdikleri sırmalı kar-ı kadim bir kitap kılıfı göstermiştiler. Bir sabah İshakıyye Mahallesi'nde karaağaçların altındaki konağımızın önünde elele vermiş kız ve erkek mektep çocukları, sarıklı hocaları önde, ilahiler söyleyerek göründüler. Her ilahinin sonunda cumhurlu bir amin gulgulesi işitiliyor ve ilahiler tekrar başlıyordu. Selamlıkta, minderlere, sıra ile komşulardan, eşraftan, hacı ve hocalardan birçok misafir dizilmişti. Şerbetler ve kahveler dağıtılıyordu. Bu kalabalık bana hem ürküntü hem de üzüntü veriyordu. Kolumdan tuttular; köşede oturan Hoca Gani Efendi, benimçün alınan yaldızlı, eski usul Elifba kitabını açtı. Şehadet parmağımla Elifba'dan ilk harfleri tekrar ettirdi. Sonra şekere bulanmış bir parça mürekkep yalattı. Dua edildi. Babam, "eti senin, kemiği benim!" mukaddimesiyle beni hocaya emanet ettiğini söyledi.
Yeni mektebe başladığım gün güzel bir sonbahar günüydü. Beş yaşımdaydım. Evde, bu işin olacağını bana duyurmamışlardı. Maamafih birkaç günden beri mektebe başlayan çocukların göğüslerine çapraz geçirdikleri sırmalı kar-ı kadim bir kitap kılıfı göstermiştiler. Bir sabah İshakıyye Mahallesi'nde karaağaçların altındaki konağımızın önünde elele vermiş kız ve erkek mektep çocukları, sarıklı hocaları önde, ilahiler söyleyerek göründüler. Her ilahinin sonunda cumhurlu bir amin gulgulesi işitiliyor ve ilahiler tekrar başlıyordu. Selamlıkta, minderlere, sıra ile komşulardan, eşraftan, hacı ve hocalardan birçok misafir dizilmişti. Şerbetler ve kahveler dağıtılıyordu. Bu kalabalık bana hem ürküntü hem de üzüntü veriyordu. Kolumdan tuttular; köşede oturan Hoca Gani Efendi, benimçün alınan yaldızlı, eski usul Elifba kitabını açtı. Şehadet parmağımla Elifba'dan ilk harfleri tekrar ettirdi. Sonra şekere bulanmış bir parça mürekkep yalattı. Dua edildi. Babam, "eti senin, kemiği benim!" mukaddimesiyle beni hocaya emanet ettiğini söyledi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat