Lise Vogel, Marksist-feminizmin bu öncü eseriyle, Marks'tan Rus Devrimi'ne sosyalist kuram içinde üretilen “kadın-sorunu” analizlerinin izini sürerek, klasik Marksist metinleri yeniden değerlendiriyor. Vogel, bu değerlendirmeden ve Marks'ın Kapital'indeki merkezi kavramların geliştirilmesinden yola çıkarak, orijinal bir toplumsal cinsiyet ve maddi hayatın toplumsal üretimi ve yeniden üretimi kuramının önünü açıyor. Birleştirici bir sosyalist feminizm arayışı içinde, Kapital'deki kuramsal boşlukları, metnin, bunun gerekli halde fazlasıyla sessiz kaldığı yerleri, derinlemesine inceleyerek, Kapital'in kavramsal yeniliklerini, yazarının ve kuşaklar dolusu okurun atladığı mantıksal sonuçlara doğru sürükler.
Her kitabın kendine has, ilginç bir yaşam öyküsü vardır. Kimileri bir toplumsal beğeni dalgası içinde başarının zirvelerine tırmanırken, kimileri hızla karanlıklara gömülür. Bir de, varlıklarını büyük ölçüde yeraltında sürdüren ve büyük bir sessizliği hiçe sayarak sözü yayan küçük, sadık okur gruplarının çabalarıyla canlı kalabilen kitaplar vardır. Bu kitabın öyküsü, bu sonuncuya örnek verilebilir. Vogel'in ilk kez 1983'te yayımlanan çalışması, siyasal alanda neo-liberalizmin, entelektüel alanda ise post-modernizmin indirdiği balyoz darbeleri altında başı dönen, işçi sınıfının, sosyalist hareketin ve kadın hareketinin geri çekilmesiyle yönünü kaybeden sosyalist feminist hareketin, entelektüel ve siyasal yaşamın en ücra noktalarındaki umutsuz bir varoluşa sıkışıp kaldığı bir anda ortaya çıktı.
Marksizm ve Kadınların Ezilmişliği'nde ortaya konulan tezin ana hatları, kapitalizme ve kadınların ezilmişliğine dair tarihsel-materyalist kuramsallaştırmaların titizlikle geliştirilmesi için vazgeçilmez kaynaklar sunmaktadır. Vogel, kadınların ezilmişliği sorununu Kapital'in kategorik çerçevesi içinde ortaya atarak ve bunu yaparken modaya uymanın ötesine geçerek, sosyalist-feminist araştırmalar için yeni bir yönelimin önünü açmıştır.