17 Ağustos sonrası yaptığımız açıklamalar kendi içinde tutarlı ve gelişmelere uyumlu bir çizgi izlemiştir. Deprem gibi farklı disiplinler içeren bir konuda yapılacak açıklamalar, ancak bu disiplinlerin verilerinin sentezlenmesiyle mümkün olabilir. Yoksa yapısal jeolojiyi ve jeolojiyi deprem biliminden dışlayarak "Deprem olacaktır, fayları bilmemiz lükstür" gibi yargılar bizi bilim dışı bir sonuca götürür. Çünkü deprem, yer kabuğundaki kırık zonlardan en genç olanının sürekli kırılmasıyla meydana gelir.
Bu nedenle yer kabuğundaki genç kırık zonlarla en genç kırık zonunun ayrımını yapmamız gerekir. Bunun anlamı, yer kabuğunu etkileyen stres vektörlerinin ve (yön ve büyüklük olarak) bölgeyi etkileyen stres rejimlerinin ortaya konmasıdır.
Bu da yapısal jeolojinin önemli bir kolu olarak stres rejimlerinin tarihinin ortaya konmasını gerektirir. Eğer bu yapılmazsa, klasik bir yapısal jeolojiyle genç fayların tümünün deprem riski taşıdığı görüşüne gelinir ki, 17 Ağustos'tan sonra toplumun deprem konusundaki karmaşık açıklamalarla karşı karşıya kalmasının nedeni budur.
17 Ağustos sonrası yaptığımız açıklamalar kendi içinde tutarlı ve gelişmelere uyumlu bir çizgi izlemiştir. Deprem gibi farklı disiplinler içeren bir konuda yapılacak açıklamalar, ancak bu disiplinlerin verilerinin sentezlenmesiyle mümkün olabilir. Yoksa yapısal jeolojiyi ve jeolojiyi deprem biliminden dışlayarak "Deprem olacaktır, fayları bilmemiz lükstür" gibi yargılar bizi bilim dışı bir sonuca götürür. Çünkü deprem, yer kabuğundaki kırık zonlardan en genç olanının sürekli kırılmasıyla meydana gelir.
Bu nedenle yer kabuğundaki genç kırık zonlarla en genç kırık zonunun ayrımını yapmamız gerekir. Bunun anlamı, yer kabuğunu etkileyen stres vektörlerinin ve (yön ve büyüklük olarak) bölgeyi etkileyen stres rejimlerinin ortaya konmasıdır.
Bu da yapısal jeolojinin önemli bir kolu olarak stres rejimlerinin tarihinin ortaya konmasını gerektirir. Eğer bu yapılmazsa, klasik bir yapısal jeolojiyle genç fayların tümünün deprem riski taşıdığı görüşüne gelinir ki, 17 Ağustos'tan sonra toplumun deprem konusundaki karmaşık açıklamalarla karşı karşıya kalmasının nedeni budur.