Zindan karanlığını hürriyet mavisine döndürmüş bir yaman insan soluğudur bu kitaptaki. Bu soluk otuz yıldır, gittikçe daha gür, daha dolgun, bir Batı Anadolu destanı savuruyor bize: Ege tanrılarının ve insanlarının yenmiş haklarını arayan bir destan.
Denizlerin en mavisiyle sarmaş dolaş olan bu destanda tanrılar bir insan sıcaklığı, insanlar bir tanrı yüceliği kazanır, kara günler içinden ak günler doğar, yoksul ellerden bereket saçılır, en mutsuz yaşantılardan en mutlu ötelere yollar açılır, yürekler acısı gerçekler Tabiat Ananın gülümser bakışında erir, topraklar yeşerir, sürgünler mavileşir.
Bu destanda insanoğlu zaman zaman kirinden pasından arınıp yalın yürek sonsuz evrenin karşısına dikilir, bu canım dünyayı cehenneme çeviren savaşlara yuf diye, ekmeği, şarabı ve sanatı yaratan barışlara merhaba diye seslenir. (Arka kapak)
Zindan karanlığını hürriyet mavisine döndürmüş bir yaman insan soluğudur bu kitaptaki. Bu soluk otuz yıldır, gittikçe daha gür, daha dolgun, bir Batı Anadolu destanı savuruyor bize: Ege tanrılarının ve insanlarının yenmiş haklarını arayan bir destan.
Denizlerin en mavisiyle sarmaş dolaş olan bu destanda tanrılar bir insan sıcaklığı, insanlar bir tanrı yüceliği kazanır, kara günler içinden ak günler doğar, yoksul ellerden bereket saçılır, en mutsuz yaşantılardan en mutlu ötelere yollar açılır, yürekler acısı gerçekler Tabiat Ananın gülümser bakışında erir, topraklar yeşerir, sürgünler mavileşir.
Bu destanda insanoğlu zaman zaman kirinden pasından arınıp yalın yürek sonsuz evrenin karşısına dikilir, bu canım dünyayı cehenneme çeviren savaşlara yuf diye, ekmeği, şarabı ve sanatı yaratan barışlara merhaba diye seslenir. (Arka kapak)