#smrgSAHAF Max Fruchtermann Kartpostalları 3 Cilt TAKIM - 2000

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Promat Matbaası
Dizi Adı:
ISBN-10:
9758555000
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Hazırlayan:
Mert Sandalcı
Cilt:
İplik Dikişli
Stok Kodu:
1199032087
Boyut:
24x30
Sayfa Sayısı:
1182 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Ciltli Şömizli
Kağıt Türü:
Kuşe
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199032087
418175
Max Fruchtermann Kartpostalları 3 Cilt TAKIM -        2000
Max Fruchtermann Kartpostalları 3 Cilt TAKIM - 2000 #smrgSAHAF
0.00
DİKKAT : 2. Cildin şömizi 10 cm. yırtılmış ve içten bantlanmış

1852'de Avusturya - Macaristan İmparatorluğu'nun doğusundaki sınır kasabalarından biri olan Kalucz'da doan Max Fruchtermann, 1867'de İstanbul'a gelmiş, iki yıl sonra Yüksekkaldırım'da bir çerçeveci dükkanı açmıştır. 1895 yılında ilk Osmanlı Kartpostal Serisini Breslau'da bastırmaya karar verdikten sonra sayıları milyonlara ulaşan kartpostallarla "Türkiye" adının ve bu adla bağdaştırılan çeşitli imgelerin Yeni Zelanda'dan Kanada'ya kadar bütün dünyaya yayılmasını sağlamıştır.

Breslau'da Emil Pinkau Matbaası'nın lito'larına ilk aktarılanlar: Sarayburnu, Köprü, Dolmabahçe, Galata Kulesi, Sultanahmet Camii, Arnavutköy, Kuzguncuk, Hamallar, Sakalar, dervişler, Balıkçılar'dır... Breslau'da bastırttığı bu kartpostalları, Rheydt'te Fingerle Freudenberg Matbaası'nda bastırttığı "Gruss" serisi takip eder. Osmanlı Hanedan üyelerine ait seri... Albümler... İstanbul başta olmak üzere Bursa, İzmit, Trabzon gibi pek çok Osmanlı kentleri serisi... Göz alıcı renklerle basılan seri... Fruchtermann, 1917 yılında ölümüne dek sürdürür kartpostal editörlüğünü.

1966'da Max Fruchtermann'ın gelini Anna, müesseseyi kapatmadan önce elinde kalan ve 600.000 civarında olduğu sonradan anlaşılan kartpostal stokunu bir eskiciye 2.500 liraya sattığında kayınpederine ait kartpostalların ileride bu denli önem kazancaklarını her halde hayal bile edemezdi. Oysa günümüzde Fruchtermann kartpostalları, koleksiyoncular açısından sadece panoramik manzaralar ve anıtsal yapıları gösteren birer fotoğraf değil, XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başında yaşanan önemli siyasi olayları ve Osmanlı kimliğinde var olan çeşitli etnik ve kültürel farklılıkları günlük hayattan kesitler ve tiplerle yansıtan birer belge olarak da beklenenin çok ötesinde bir önem kazanmışlardır.

DİKKAT : 2. Cildin şömizi 10 cm. yırtılmış ve içten bantlanmış

1852'de Avusturya - Macaristan İmparatorluğu'nun doğusundaki sınır kasabalarından biri olan Kalucz'da doan Max Fruchtermann, 1867'de İstanbul'a gelmiş, iki yıl sonra Yüksekkaldırım'da bir çerçeveci dükkanı açmıştır. 1895 yılında ilk Osmanlı Kartpostal Serisini Breslau'da bastırmaya karar verdikten sonra sayıları milyonlara ulaşan kartpostallarla "Türkiye" adının ve bu adla bağdaştırılan çeşitli imgelerin Yeni Zelanda'dan Kanada'ya kadar bütün dünyaya yayılmasını sağlamıştır.

Breslau'da Emil Pinkau Matbaası'nın lito'larına ilk aktarılanlar: Sarayburnu, Köprü, Dolmabahçe, Galata Kulesi, Sultanahmet Camii, Arnavutköy, Kuzguncuk, Hamallar, Sakalar, dervişler, Balıkçılar'dır... Breslau'da bastırttığı bu kartpostalları, Rheydt'te Fingerle Freudenberg Matbaası'nda bastırttığı "Gruss" serisi takip eder. Osmanlı Hanedan üyelerine ait seri... Albümler... İstanbul başta olmak üzere Bursa, İzmit, Trabzon gibi pek çok Osmanlı kentleri serisi... Göz alıcı renklerle basılan seri... Fruchtermann, 1917 yılında ölümüne dek sürdürür kartpostal editörlüğünü.

1966'da Max Fruchtermann'ın gelini Anna, müesseseyi kapatmadan önce elinde kalan ve 600.000 civarında olduğu sonradan anlaşılan kartpostal stokunu bir eskiciye 2.500 liraya sattığında kayınpederine ait kartpostalların ileride bu denli önem kazancaklarını her halde hayal bile edemezdi. Oysa günümüzde Fruchtermann kartpostalları, koleksiyoncular açısından sadece panoramik manzaralar ve anıtsal yapıları gösteren birer fotoğraf değil, XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başında yaşanan önemli siyasi olayları ve Osmanlı kimliğinde var olan çeşitli etnik ve kültürel farklılıkları günlük hayattan kesitler ve tiplerle yansıtan birer belge olarak da beklenenin çok ötesinde bir önem kazanmışlardır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat