#smrgSAHAF Mekteb-i Sultani: 1868'den 1923'e - 2003

Basıldığı Matbaa:
Ofset Yapımevi
Stok Kodu:
1199046575
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
360 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199046575
432572
Mekteb-i Sultani: 1868'den 1923'e -        2003
Mekteb-i Sultani: 1868'den 1923'e - 2003 #smrgSAHAF
0.00
Bu çalışma için arşiv belgelerinin yanı sıra, 1868 yılından başlamak üzere, yaklaşık 55 yılı kapsayacak bir şekilde, dönemin Osmanlı basını gözden geçirilmiştir. Ayrıca Galatasaray Lisesi kütüphanesi ve Galatasaray müzesinde de mevcut olan kaynaklara başvurulmuştur. Mekteb-i Sultani'nin 1907 yılında geçirmiş olduğu büyük yangın, lise kütüphanesi ve arşivinin tamamen yanmasına yol açtığından, bu arşivden yararlanma imkanından yoksun kalınmıştır.

Bu çalışmada, 135 yıllık bir maziye sahip Galatasaray Lisesi'nin sadee Mekteb-i Sultani dönemini ele aldım. Cumhuriyet Dönemi'ndeki gelişmeler için ayrı bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu tabiidir ve yapılmalıdır. 1868 öncesinden ise çok kısaca söz edilmiştir. Esas itibariyle, önceki yıllarda aynı binada eğitim vermiş olan okullarda Mekteb-i Sultani arasındaki bağ sembolik mahiyettedir. Bu dönemlerdeki gelişmeleri Fethi İsfendiyaroğlu geniş kapsamlı olarak ele aldığından ayrıca üzerinde durmayı gerekli görmedim.

"Kişi kendini bilmek gibi irfan olmaz" düşüncesinin, toplumda ciddi bir tarih tabanına dayanması halinde anlam kazandığı açıktır. Başka bir deyişle toplumsal bilinç ve irfan, toplumun ancak kendi tarihine dayanarak ortaya çıkmaktadır. Rahmetli coğrafya hocamız Macit Arda "Sadece bilinçli sevgi, anlamlı ve değerlidir" derdi. Toplumsal bilincin kaynağı tarih, geçmişteki olay ve değerlerin oluştukları süreçler içinde tüm ayrıntının ortaya konmasını gerektirir. Böylece, "şeytanin ayrıntıda gizlendiği" gerçeği, toplum ve yaşamın değerlendirilmesinden başka, ileriye dönük perspektiflere de olanak verir. Bu sayede toplumsal hedef ve yöntemler saptandıktan başka, girişimlerin başarı şansı da çok artar. İlk kez inşaat alanındaki yatırımlarımızın tarihsel serüvenleri üzerindeki eserleri ile tanıdığım yazarın yabancı (Batı) diller yanında, Osmanlıca ve eski Türkçeye egemen olması, tarih sürecindeki ayrıntılar üzerinde kapsamlı araştırmalar yapmasına olanak vermekte, bilimsel kişiliği de bunların nesnel (gerçekçi) ve güvenilir biçimde değerlendirilmesini sağlamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar, bugünkü Galatasaray Lisesi'nin temelini oluşturan "Mekteb-i Sultani 1868-1923" kitabıyla, Galatasaray topluluğunun ilgili Kurum çerçevesinde gerçek anlam ve kapsamda nesnel (objektif) bir tarih eserine kavuştuğunu düşündürmektedir. Eser, Türk eğitim tarihinde -o günün koşulları içinde- yapılan çok önemli bir atılımın örnek ve deneyimlerini, tüm eğitimcilerimiz, sosyal politikacılarımız, hatta AB kapısındaki siyasetçilerimize birçok yararlı derslerle sunmaktadır. Ayrıca, her yabancı dilin bir insan, bir yeni (ek) kültür anlamına geldiği ve yeni (genel) kültürün (tarih, felsefe, edebiyat) insanın ufkunu bir o kadar genişlettiği, bu çerçevede başkaları ile iletişim olanağını artırarak, özgüven ve özbilincini güçlendirdiği; bu sonuncusunun ise bilinçli (yüksek) vatan ve ulus sevgisi kazandırdığı gerçeği dikkatlerden kaçmamalıdır. - Prof. Dr. Doğan Sorguç

Bu çalışma için arşiv belgelerinin yanı sıra, 1868 yılından başlamak üzere, yaklaşık 55 yılı kapsayacak bir şekilde, dönemin Osmanlı basını gözden geçirilmiştir. Ayrıca Galatasaray Lisesi kütüphanesi ve Galatasaray müzesinde de mevcut olan kaynaklara başvurulmuştur. Mekteb-i Sultani'nin 1907 yılında geçirmiş olduğu büyük yangın, lise kütüphanesi ve arşivinin tamamen yanmasına yol açtığından, bu arşivden yararlanma imkanından yoksun kalınmıştır.

Bu çalışmada, 135 yıllık bir maziye sahip Galatasaray Lisesi'nin sadee Mekteb-i Sultani dönemini ele aldım. Cumhuriyet Dönemi'ndeki gelişmeler için ayrı bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu tabiidir ve yapılmalıdır. 1868 öncesinden ise çok kısaca söz edilmiştir. Esas itibariyle, önceki yıllarda aynı binada eğitim vermiş olan okullarda Mekteb-i Sultani arasındaki bağ sembolik mahiyettedir. Bu dönemlerdeki gelişmeleri Fethi İsfendiyaroğlu geniş kapsamlı olarak ele aldığından ayrıca üzerinde durmayı gerekli görmedim.

"Kişi kendini bilmek gibi irfan olmaz" düşüncesinin, toplumda ciddi bir tarih tabanına dayanması halinde anlam kazandığı açıktır. Başka bir deyişle toplumsal bilinç ve irfan, toplumun ancak kendi tarihine dayanarak ortaya çıkmaktadır. Rahmetli coğrafya hocamız Macit Arda "Sadece bilinçli sevgi, anlamlı ve değerlidir" derdi. Toplumsal bilincin kaynağı tarih, geçmişteki olay ve değerlerin oluştukları süreçler içinde tüm ayrıntının ortaya konmasını gerektirir. Böylece, "şeytanin ayrıntıda gizlendiği" gerçeği, toplum ve yaşamın değerlendirilmesinden başka, ileriye dönük perspektiflere de olanak verir. Bu sayede toplumsal hedef ve yöntemler saptandıktan başka, girişimlerin başarı şansı da çok artar. İlk kez inşaat alanındaki yatırımlarımızın tarihsel serüvenleri üzerindeki eserleri ile tanıdığım yazarın yabancı (Batı) diller yanında, Osmanlıca ve eski Türkçeye egemen olması, tarih sürecindeki ayrıntılar üzerinde kapsamlı araştırmalar yapmasına olanak vermekte, bilimsel kişiliği de bunların nesnel (gerçekçi) ve güvenilir biçimde değerlendirilmesini sağlamaktadır. Yukarıdaki açıklamalar, bugünkü Galatasaray Lisesi'nin temelini oluşturan "Mekteb-i Sultani 1868-1923" kitabıyla, Galatasaray topluluğunun ilgili Kurum çerçevesinde gerçek anlam ve kapsamda nesnel (objektif) bir tarih eserine kavuştuğunu düşündürmektedir. Eser, Türk eğitim tarihinde -o günün koşulları içinde- yapılan çok önemli bir atılımın örnek ve deneyimlerini, tüm eğitimcilerimiz, sosyal politikacılarımız, hatta AB kapısındaki siyasetçilerimize birçok yararlı derslerle sunmaktadır. Ayrıca, her yabancı dilin bir insan, bir yeni (ek) kültür anlamına geldiği ve yeni (genel) kültürün (tarih, felsefe, edebiyat) insanın ufkunu bir o kadar genişlettiği, bu çerçevede başkaları ile iletişim olanağını artırarak, özgüven ve özbilincini güçlendirdiği; bu sonuncusunun ise bilinçli (yüksek) vatan ve ulus sevgisi kazandırdığı gerçeği dikkatlerden kaçmamalıdır. - Prof. Dr. Doğan Sorguç

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat