...patates ekin, ey buhar ve taş tozu kuşağı; makadam döşeyin yollara; demiryolları yapın; İkarus passarolalarını inşa edin ki Tanrı'nın bize vermiş olduğundan çok başka bir hale getirdiğiniz, bugün içinde yaşadığımız bu tümden materyalist, sıkıcı ve boğucu hayatın sayılı saatleri daha hızlı geçsin. Yürüyün, ekmek tekneleri, yürüyün, her şeyi rakamlara, bu dünyayla ilgili tüm değerleri cismani çıkar eşitliklerine indirgeyin, alın, satın, tefecilik yapın. – Tüm bunların sonunda ne kâr etti insanoğlu? Bir-iki düzine daha fazla zengin. Ve şimdi siyasi ekonomi uzmanlarına, ahlak kuramcılarına soruyorum, bir zengin yaratmak için sefalete, orantısız işgücüne, ahlak çöküntüsüne, itibarsızlaşmaya, sapkınlığa, namussuzluğa, onulmaz bir felakete, mutlak bir yokluğa mahkûm edilen insanların sayısını hesapladılar mı diye.
José Saramago'nun Portekiz'e Yolculuk kitabını “gezginlerin üstadı” diyerek adadığı Almeida Garrett, 19. yüzyıl Portekiz edebiyatının Byron'ın izinden giden ilk romantik şairi, popüler tiyatro ve tefrika yazarı. Cervantes'ten Sterne'e, de Maistre'den Montaigne'e Avrupa edebiyat kanonundaki özel pek çok yazarın yapıtıyla diyaloga giren Memleketimde Seyahatler'inde, hem Lizbon'dan Santarém'e Tejo Nehri boyunca yaptığı bir seyahati hem de otoriter yönetimle anayasal düzen yanlıları arasında yaşanan iç savaştan romantik bir aşk öyküsünü anlatıyor. Türkçeye ilk defa çevrilen Garrett'in keskin ironisi romantik ideallerini çağdaş kılıyor.