Türk ve İslâm devlet geleneğinin mezcedilmesiyle oluşturulan "Memlûk Nizâmı" teşkilâtın tepesindeki Sultan'dan en sade "memlûk" (asker) 'e kadar askerî ıktâ nizâmına dayanmaktaydı. Bu nizâm Memlûkler devrinde en olgun devrini yaşamıştır.
Başlangıçta en lâyık olan kişinin iş başına geçmesine fırsat ve imkân tanıyarak devletin güçlenmesini temin eden bu “askerî nizâm”, kişiler ve gruplar arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen rekabet ve mücadelelere sebebiyet vermesi bakımından da devletin zayıflamasına ve nihaî olarak çökmesine müncer olmuştur. Dışarıdan devleti tehdit eden hâricî tehlikeler de bu çöküşü hızlandırmıştır. Böylece 1250 senesinde başlayan yükseliş,1517 senesinde çöküşe dönüşerek, tarih en zengin miraslarından birini daha bünyesine katmıştır.
Türk ve İslâm devlet geleneğinin mezcedilmesiyle oluşturulan "Memlûk Nizâmı" teşkilâtın tepesindeki Sultan'dan en sade "memlûk" (asker) 'e kadar askerî ıktâ nizâmına dayanmaktaydı. Bu nizâm Memlûkler devrinde en olgun devrini yaşamıştır.
Başlangıçta en lâyık olan kişinin iş başına geçmesine fırsat ve imkân tanıyarak devletin güçlenmesini temin eden bu “askerî nizâm”, kişiler ve gruplar arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen rekabet ve mücadelelere sebebiyet vermesi bakımından da devletin zayıflamasına ve nihaî olarak çökmesine müncer olmuştur. Dışarıdan devleti tehdit eden hâricî tehlikeler de bu çöküşü hızlandırmıştır. Böylece 1250 senesinde başlayan yükseliş,1517 senesinde çöküşe dönüşerek, tarih en zengin miraslarından birini daha bünyesine katmıştır.