#smrgKİTABEVİ Memur-Sen'in Sicili - 2014
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6054822119
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
M. Serdar Kayaoğlu
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199224522
612303
https://www.simurgkitabevi.com/memur-senin-sicili-2014
Memur-Sen'in Sicili - 2014 #smrgKİTABEVİ
0.00
Memur-Sen, yaklaşık 800 bin kamu çalışanının bir araya geldiği bir sendikalar konfederasyonun adı. Memur-Sen'in üye sayısını artırma başarısı" nesnel bazı nedenlere bağlıdır. Üye sayısındaki artış yalnızca baskı ve tehditle açıklanamaz. Memur-Sen sürecine eşlik eden "sebeplerin" sorgulanması, sendikal örgütlenme modelinin anlaşılmasına katkıda bulunacaktır."
Tarih rastlantılarla doludur, Memur-Sen bu rastlantılarından birine denk geldi ve şiddetli devlet baskısının muhalefete nefes aldırmadığı ve özgürlükçü liberal düşüncenin iyice etkili olmaya başladığı 1990'lı yılların ikinci yarısında kuruldu. Memur sendikalarının özgürlükçü-liberal düşünce tarafından teslim alındığı ve nihayet Türkiyeli muhalefet odaklarının, bütün ücretlilerin ekonomik-demokratik mücadelesini rafa kaldırıp anayasal süreçlerin peşine takıldığı (eklemlendiği) 2000'li yıllarda hızla yükselmeye başladı. AKP'nin iktidara damga vurduğu süreçte üye sayısı 800 bine yükseldi.
Memur-Sen'in yükselişinde elbette iktidarın rolü vardır. Ama 1985-1995 arasında Türkiye'de ilk memur sendikalarını kuran dirençli sendikal "anlayışı" tasfiye eden "liberal ve özgürlükçü baskın akıl" mutlaka hesaba katılmalıdır: Memur-Sen boşaltılan -böylece de etkisizleşmiş olan- bir meydanda hayat buldu.
Memur-Sen'in kuruluşundan bugüne geçen yıllar göz önüne alınırsa, bir tarihi varmış gibi gelebilir belki… Ama Türkiye ölçeğindeki sendikalarla karşılaştırıldığında "bir sendikacılık tutumunun yarattığı tarih"in yerine yerleşikleşen "bir sicil"le "özlük dosyası"yla karşılaşıyoruz.
Emekçilerin tarafındaki objektif tarihçiler olan Canan-Yıldırım Koç, "Memur-Sen'in Sicili" başlıklı çalışmanın amacını şöyle tarif ediyorlar; "Türkiye sendikacılık hareketi tarihinde, kendi kaderini iktidar partisine böylesine bağlamış bir konfederasyon daha olmadı. Memur-Sen'in kuruluşunu, AKP ile ilişkilerini dolayısıyla AKP ile özdeşleşme sürecini anlatmaya ve belgelemeye çalışmaktadır.
Diğer taraftan, gün gelip devran döndüğünde bazı işleri yapanları, yanlarına bırakmamanın yolu, yapılanları ve yapanları belgelemektir.
Memur-Sen, AKP iktidarını destekleyerek AKP sicilinin sorumluluğunu da paylaşmaktadır. Bu sicilin bugünden belgelenmesi bu nedenle de gereklidir."
Tarih rastlantılarla doludur, Memur-Sen bu rastlantılarından birine denk geldi ve şiddetli devlet baskısının muhalefete nefes aldırmadığı ve özgürlükçü liberal düşüncenin iyice etkili olmaya başladığı 1990'lı yılların ikinci yarısında kuruldu. Memur sendikalarının özgürlükçü-liberal düşünce tarafından teslim alındığı ve nihayet Türkiyeli muhalefet odaklarının, bütün ücretlilerin ekonomik-demokratik mücadelesini rafa kaldırıp anayasal süreçlerin peşine takıldığı (eklemlendiği) 2000'li yıllarda hızla yükselmeye başladı. AKP'nin iktidara damga vurduğu süreçte üye sayısı 800 bine yükseldi.
Memur-Sen'in yükselişinde elbette iktidarın rolü vardır. Ama 1985-1995 arasında Türkiye'de ilk memur sendikalarını kuran dirençli sendikal "anlayışı" tasfiye eden "liberal ve özgürlükçü baskın akıl" mutlaka hesaba katılmalıdır: Memur-Sen boşaltılan -böylece de etkisizleşmiş olan- bir meydanda hayat buldu.
Memur-Sen'in kuruluşundan bugüne geçen yıllar göz önüne alınırsa, bir tarihi varmış gibi gelebilir belki… Ama Türkiye ölçeğindeki sendikalarla karşılaştırıldığında "bir sendikacılık tutumunun yarattığı tarih"in yerine yerleşikleşen "bir sicil"le "özlük dosyası"yla karşılaşıyoruz.
Emekçilerin tarafındaki objektif tarihçiler olan Canan-Yıldırım Koç, "Memur-Sen'in Sicili" başlıklı çalışmanın amacını şöyle tarif ediyorlar; "Türkiye sendikacılık hareketi tarihinde, kendi kaderini iktidar partisine böylesine bağlamış bir konfederasyon daha olmadı. Memur-Sen'in kuruluşunu, AKP ile ilişkilerini dolayısıyla AKP ile özdeşleşme sürecini anlatmaya ve belgelemeye çalışmaktadır.
Diğer taraftan, gün gelip devran döndüğünde bazı işleri yapanları, yanlarına bırakmamanın yolu, yapılanları ve yapanları belgelemektir.
Memur-Sen, AKP iktidarını destekleyerek AKP sicilinin sorumluluğunu da paylaşmaktadır. Bu sicilin bugünden belgelenmesi bu nedenle de gereklidir."
Memur-Sen, yaklaşık 800 bin kamu çalışanının bir araya geldiği bir sendikalar konfederasyonun adı. Memur-Sen'in üye sayısını artırma başarısı" nesnel bazı nedenlere bağlıdır. Üye sayısındaki artış yalnızca baskı ve tehditle açıklanamaz. Memur-Sen sürecine eşlik eden "sebeplerin" sorgulanması, sendikal örgütlenme modelinin anlaşılmasına katkıda bulunacaktır."
Tarih rastlantılarla doludur, Memur-Sen bu rastlantılarından birine denk geldi ve şiddetli devlet baskısının muhalefete nefes aldırmadığı ve özgürlükçü liberal düşüncenin iyice etkili olmaya başladığı 1990'lı yılların ikinci yarısında kuruldu. Memur sendikalarının özgürlükçü-liberal düşünce tarafından teslim alındığı ve nihayet Türkiyeli muhalefet odaklarının, bütün ücretlilerin ekonomik-demokratik mücadelesini rafa kaldırıp anayasal süreçlerin peşine takıldığı (eklemlendiği) 2000'li yıllarda hızla yükselmeye başladı. AKP'nin iktidara damga vurduğu süreçte üye sayısı 800 bine yükseldi.
Memur-Sen'in yükselişinde elbette iktidarın rolü vardır. Ama 1985-1995 arasında Türkiye'de ilk memur sendikalarını kuran dirençli sendikal "anlayışı" tasfiye eden "liberal ve özgürlükçü baskın akıl" mutlaka hesaba katılmalıdır: Memur-Sen boşaltılan -böylece de etkisizleşmiş olan- bir meydanda hayat buldu.
Memur-Sen'in kuruluşundan bugüne geçen yıllar göz önüne alınırsa, bir tarihi varmış gibi gelebilir belki… Ama Türkiye ölçeğindeki sendikalarla karşılaştırıldığında "bir sendikacılık tutumunun yarattığı tarih"in yerine yerleşikleşen "bir sicil"le "özlük dosyası"yla karşılaşıyoruz.
Emekçilerin tarafındaki objektif tarihçiler olan Canan-Yıldırım Koç, "Memur-Sen'in Sicili" başlıklı çalışmanın amacını şöyle tarif ediyorlar; "Türkiye sendikacılık hareketi tarihinde, kendi kaderini iktidar partisine böylesine bağlamış bir konfederasyon daha olmadı. Memur-Sen'in kuruluşunu, AKP ile ilişkilerini dolayısıyla AKP ile özdeşleşme sürecini anlatmaya ve belgelemeye çalışmaktadır.
Diğer taraftan, gün gelip devran döndüğünde bazı işleri yapanları, yanlarına bırakmamanın yolu, yapılanları ve yapanları belgelemektir.
Memur-Sen, AKP iktidarını destekleyerek AKP sicilinin sorumluluğunu da paylaşmaktadır. Bu sicilin bugünden belgelenmesi bu nedenle de gereklidir."
Tarih rastlantılarla doludur, Memur-Sen bu rastlantılarından birine denk geldi ve şiddetli devlet baskısının muhalefete nefes aldırmadığı ve özgürlükçü liberal düşüncenin iyice etkili olmaya başladığı 1990'lı yılların ikinci yarısında kuruldu. Memur sendikalarının özgürlükçü-liberal düşünce tarafından teslim alındığı ve nihayet Türkiyeli muhalefet odaklarının, bütün ücretlilerin ekonomik-demokratik mücadelesini rafa kaldırıp anayasal süreçlerin peşine takıldığı (eklemlendiği) 2000'li yıllarda hızla yükselmeye başladı. AKP'nin iktidara damga vurduğu süreçte üye sayısı 800 bine yükseldi.
Memur-Sen'in yükselişinde elbette iktidarın rolü vardır. Ama 1985-1995 arasında Türkiye'de ilk memur sendikalarını kuran dirençli sendikal "anlayışı" tasfiye eden "liberal ve özgürlükçü baskın akıl" mutlaka hesaba katılmalıdır: Memur-Sen boşaltılan -böylece de etkisizleşmiş olan- bir meydanda hayat buldu.
Memur-Sen'in kuruluşundan bugüne geçen yıllar göz önüne alınırsa, bir tarihi varmış gibi gelebilir belki… Ama Türkiye ölçeğindeki sendikalarla karşılaştırıldığında "bir sendikacılık tutumunun yarattığı tarih"in yerine yerleşikleşen "bir sicil"le "özlük dosyası"yla karşılaşıyoruz.
Emekçilerin tarafındaki objektif tarihçiler olan Canan-Yıldırım Koç, "Memur-Sen'in Sicili" başlıklı çalışmanın amacını şöyle tarif ediyorlar; "Türkiye sendikacılık hareketi tarihinde, kendi kaderini iktidar partisine böylesine bağlamış bir konfederasyon daha olmadı. Memur-Sen'in kuruluşunu, AKP ile ilişkilerini dolayısıyla AKP ile özdeşleşme sürecini anlatmaya ve belgelemeye çalışmaktadır.
Diğer taraftan, gün gelip devran döndüğünde bazı işleri yapanları, yanlarına bırakmamanın yolu, yapılanları ve yapanları belgelemektir.
Memur-Sen, AKP iktidarını destekleyerek AKP sicilinin sorumluluğunu da paylaşmaktadır. Bu sicilin bugünden belgelenmesi bu nedenle de gereklidir."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.