#smrgKİTABEVİ Mesaib-i İstibdad Oyunundan Hareketle 1839 - 1908 Dönemi Türk Tiyatrosuna Bir Bakış - 2023

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Repro Bir Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256507029
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199214306
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
195
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
142,50
Havale/EFT ile: 138,23
Stoktan teslim
1199214306
600856
Mesaib-i İstibdad Oyunundan Hareketle 1839 - 1908 Dönemi Türk Tiyatrosuna Bir Bakış -        2023
Mesaib-i İstibdad Oyunundan Hareketle 1839 - 1908 Dönemi Türk Tiyatrosuna Bir Bakış - 2023 #smrgKİTABEVİ
142.50
Türk tiyatro tarihi genel olarak tanzimat öncesi ve tanzimat sonrası dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. Tanzimat'ın kabulünden önce Türk halk kültürü ve dönemin sosyo-kültürel değer normlarını anlatan geleneksel Türk tiyatrosu yüzlerce yıl varlığını sürdürmüştür. İçerik bağlamında farklılık arz etse de iki döneme de etki eden temalar günümüze kadar ulaşmıştır.

Çalışmada zamansal sınırlılık bakımından 1839-1908 dönemlerindeki tiyatroculuk anlayışı ve gelişmelerinin yanı sıra 1839 öncesi varlığını sürdüren ve modern Türk tiyatrosunun temeli sayılan geleneksel Türk halk tiyatrosunun tarihsel gelişimine, tür ve içerik başlıklarıyla “Giriş” bölümünde yer verilmiştir. 2007 yılında lisans bitirme tezim olan Mesâib-i İstibdâd, ilk defa tarafımca çevrilmiş olup, bilim dünyasına kazandırılmış orijinal çeviri metin hüviyetindedir.

Bu dönemde yani; II. Meşrutiyet ve Tanzimat dönemi oyunlarında benzer temalar işlenmiştir. Bu temalar, istibdata vurgu yapılarak işlenmiş olan, işkence, hapis cezası, çeşitli adalara sürgünler gibi birbirine benzer içeriklerdir. Ezilmişlerin kötülerden bir gün mutlaka intikam alacağı konusu, Mesaib-i İstibdat'ta olduğu gibi bu dönemde oynanan birçok oyundan ortam temlerdendir. Mesaib-i İstibdat oyunundan hareketle bir genellemeye varılacak olursa; Kanun-i Esasi, Hürriyet ve İttihat ve Terakki Cemiyeti propagandasının yapıldığı diyaloglar bu oyunlarda özellikle vurgulanmaktadır.

Oyunun orijinal çeviri metin olduğu gerçeğinden hareketle, tiyatro tarihine de değinilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, Türk tiyatro tarihi üzerine gerekli görülen bilgiler örneklerle ve bu örnekleri destekleyen görsellerle verilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışma Giriş ile 5 bölümden oluşmaktadır.

Çalışmamızın “Giriş” bölümünde, geleneksel Türk halk tiyatrosunun gelişim evreleri, “Karagöz, Kukla, Meddah, Ortaoyunu, Gölge Oyununun Kökeni ve Seyirlik Köylü Oyunları” başlıkları altında açıklanarak örneklendirilmiştir. Modern Türk tiyatrosunun kökleri olarak görülen geleneksel halk tiyatrosunun gelişimi ve içerik yapısının bilinmesi Tanzimat, Meşrutiyet ve günümüz tiyatrosunun yapı taşlarının anlaşılması bakımından önem arz etmektedir.

Birinci bölümde, “Tanzimat Dönemi Tiyatrosu ve Kapsamı” başlığı altında Osmanlı dönemi tiyatrosunun geçirdiği evreler ve bu dönemde yaşanan siyasi ve sosyal gelişmeler ışığında oyun içerikleri ve bu oyunların zamanla devlet tarafından desteklenmesine değinilmiştir. Ayrıca II. Abdulhamit'in Batı'da geniş kitlelerce benimsenen bu yeni akımı desteklediğini ve İstanbul'un tiyatronun gelişim ve yayılımında nasıl öncü rol oynadığı örneklerle de vurgulanmıştır. Bu dönemde Güllü Agop'un üstlendiği önemli misyon ve Gedikpaşa tiyatrosunun Osmanlının tiyatro yolculuğuna ne gibi katkılar sunduğu ayrı bir parantezde açıklanmıştır. Tanzimat dönemi siyasi yapısı ve değişip dönüşen sosyal şartların etkisiyle oyunların içerikleri ve verdiği mesajlarda değişime uğramıştır. Hem azınlıklar hem de Namık Kemal gibi milli birlik ve beraberliği savunan şairler edebi metinlerinde ve sahnede ideolojilerini halka yayma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, tiyatronun hem propaganda hem de eğlence amaçlı olarak kullanıldığının bariz göstergesidir.

İkinci bölümde ise, birçok farklı millete ev sahipliği yapan, kozmopolit yapısıyla farklı renklerde inanç ve medeniyetlerin beşiği sayılan İstanbul'un Türk tiyatrosunun gelişimindeki yerine değinilmiştir. Bu bölümde özellikle Osmanlı toplumunun ve özel olarak İstanbulluların tiyatroyla tanışmasını sağlayan çeşitli aktörlerden bahsedilerek, azınlıkların tiyatronun gelişmesine büyük katkılarının yanında, hayat verdikleri oyunlarda topluma ne gibi mesajlar verdikleri ve bu oyunlara hangi milletten sanatçıların öncelik ettiği kronolojik olarak tespit edilip, açıklanmıştır.

Üçüncü bölümde, çalışmamıza adını veren Mesâib-i İstibdâd'ın biçimsel özellikleri, yazar Mehmet İhsan'ın biyografisi ve yayımladığı eserleri olan: Ermeni Mazlumları yahut Fedakâr Bir Türk Zâbiti (1908), Hırs-ı Saltanat yahut İntikam-ı Meşrû-i Millet (1908) ve Mesâib-i İstibdâd' ın özetlerine değinilmiştir.

Dördüncü bölümde hem eserin orijinal çevirisine yer verilmiş, hem de her bölüm ve meclisten önce daha rahat anlaşılması ve okura zaman kazandırılması amacıyla, çeviri özetleri de yapılmıştır.

Beşinci ve son bölümde ise, Mesâib-i İstibdâd' ın 6 perdelik orijinal Osmanlıca metni sayfalara aynen aktarılmış ve okurun dikkatine sunulmuştur.

Değerli bilgilerine başvurduğumuz başta Metin And olmak üzere, önemli tiyatro tarihçileri tarafından dökümü büyük ölçüde yapılmış bu tarih, hem Osmanlı'nın kültürel ve sosyal zenginliğini hem de zaman içerisinde değişen şartlar ışığında bu zenginliğin nasıl kaybolduğuyla ilgili bilgileri içermektedir. Araştırma bu dönemde yapılan çalışmalardan sadece biri olma özelliğini taşımaktadır. İstanbul'un sosyo- kültürel tarihi ve genel anlamda Türk tiyatro tarihi alanında çalışmak isteyen araştırmacılar için bu dönemde dikkat çekici çalışma konularının olduğunu belirtmekte fayda vardır.

Türk tiyatro tarihi genel olarak tanzimat öncesi ve tanzimat sonrası dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. Tanzimat'ın kabulünden önce Türk halk kültürü ve dönemin sosyo-kültürel değer normlarını anlatan geleneksel Türk tiyatrosu yüzlerce yıl varlığını sürdürmüştür. İçerik bağlamında farklılık arz etse de iki döneme de etki eden temalar günümüze kadar ulaşmıştır.

Çalışmada zamansal sınırlılık bakımından 1839-1908 dönemlerindeki tiyatroculuk anlayışı ve gelişmelerinin yanı sıra 1839 öncesi varlığını sürdüren ve modern Türk tiyatrosunun temeli sayılan geleneksel Türk halk tiyatrosunun tarihsel gelişimine, tür ve içerik başlıklarıyla “Giriş” bölümünde yer verilmiştir. 2007 yılında lisans bitirme tezim olan Mesâib-i İstibdâd, ilk defa tarafımca çevrilmiş olup, bilim dünyasına kazandırılmış orijinal çeviri metin hüviyetindedir.

Bu dönemde yani; II. Meşrutiyet ve Tanzimat dönemi oyunlarında benzer temalar işlenmiştir. Bu temalar, istibdata vurgu yapılarak işlenmiş olan, işkence, hapis cezası, çeşitli adalara sürgünler gibi birbirine benzer içeriklerdir. Ezilmişlerin kötülerden bir gün mutlaka intikam alacağı konusu, Mesaib-i İstibdat'ta olduğu gibi bu dönemde oynanan birçok oyundan ortam temlerdendir. Mesaib-i İstibdat oyunundan hareketle bir genellemeye varılacak olursa; Kanun-i Esasi, Hürriyet ve İttihat ve Terakki Cemiyeti propagandasının yapıldığı diyaloglar bu oyunlarda özellikle vurgulanmaktadır.

Oyunun orijinal çeviri metin olduğu gerçeğinden hareketle, tiyatro tarihine de değinilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, Türk tiyatro tarihi üzerine gerekli görülen bilgiler örneklerle ve bu örnekleri destekleyen görsellerle verilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışma Giriş ile 5 bölümden oluşmaktadır.

Çalışmamızın “Giriş” bölümünde, geleneksel Türk halk tiyatrosunun gelişim evreleri, “Karagöz, Kukla, Meddah, Ortaoyunu, Gölge Oyununun Kökeni ve Seyirlik Köylü Oyunları” başlıkları altında açıklanarak örneklendirilmiştir. Modern Türk tiyatrosunun kökleri olarak görülen geleneksel halk tiyatrosunun gelişimi ve içerik yapısının bilinmesi Tanzimat, Meşrutiyet ve günümüz tiyatrosunun yapı taşlarının anlaşılması bakımından önem arz etmektedir.

Birinci bölümde, “Tanzimat Dönemi Tiyatrosu ve Kapsamı” başlığı altında Osmanlı dönemi tiyatrosunun geçirdiği evreler ve bu dönemde yaşanan siyasi ve sosyal gelişmeler ışığında oyun içerikleri ve bu oyunların zamanla devlet tarafından desteklenmesine değinilmiştir. Ayrıca II. Abdulhamit'in Batı'da geniş kitlelerce benimsenen bu yeni akımı desteklediğini ve İstanbul'un tiyatronun gelişim ve yayılımında nasıl öncü rol oynadığı örneklerle de vurgulanmıştır. Bu dönemde Güllü Agop'un üstlendiği önemli misyon ve Gedikpaşa tiyatrosunun Osmanlının tiyatro yolculuğuna ne gibi katkılar sunduğu ayrı bir parantezde açıklanmıştır. Tanzimat dönemi siyasi yapısı ve değişip dönüşen sosyal şartların etkisiyle oyunların içerikleri ve verdiği mesajlarda değişime uğramıştır. Hem azınlıklar hem de Namık Kemal gibi milli birlik ve beraberliği savunan şairler edebi metinlerinde ve sahnede ideolojilerini halka yayma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, tiyatronun hem propaganda hem de eğlence amaçlı olarak kullanıldığının bariz göstergesidir.

İkinci bölümde ise, birçok farklı millete ev sahipliği yapan, kozmopolit yapısıyla farklı renklerde inanç ve medeniyetlerin beşiği sayılan İstanbul'un Türk tiyatrosunun gelişimindeki yerine değinilmiştir. Bu bölümde özellikle Osmanlı toplumunun ve özel olarak İstanbulluların tiyatroyla tanışmasını sağlayan çeşitli aktörlerden bahsedilerek, azınlıkların tiyatronun gelişmesine büyük katkılarının yanında, hayat verdikleri oyunlarda topluma ne gibi mesajlar verdikleri ve bu oyunlara hangi milletten sanatçıların öncelik ettiği kronolojik olarak tespit edilip, açıklanmıştır.

Üçüncü bölümde, çalışmamıza adını veren Mesâib-i İstibdâd'ın biçimsel özellikleri, yazar Mehmet İhsan'ın biyografisi ve yayımladığı eserleri olan: Ermeni Mazlumları yahut Fedakâr Bir Türk Zâbiti (1908), Hırs-ı Saltanat yahut İntikam-ı Meşrû-i Millet (1908) ve Mesâib-i İstibdâd' ın özetlerine değinilmiştir.

Dördüncü bölümde hem eserin orijinal çevirisine yer verilmiş, hem de her bölüm ve meclisten önce daha rahat anlaşılması ve okura zaman kazandırılması amacıyla, çeviri özetleri de yapılmıştır.

Beşinci ve son bölümde ise, Mesâib-i İstibdâd' ın 6 perdelik orijinal Osmanlıca metni sayfalara aynen aktarılmış ve okurun dikkatine sunulmuştur.

Değerli bilgilerine başvurduğumuz başta Metin And olmak üzere, önemli tiyatro tarihçileri tarafından dökümü büyük ölçüde yapılmış bu tarih, hem Osmanlı'nın kültürel ve sosyal zenginliğini hem de zaman içerisinde değişen şartlar ışığında bu zenginliğin nasıl kaybolduğuyla ilgili bilgileri içermektedir. Araştırma bu dönemde yapılan çalışmalardan sadece biri olma özelliğini taşımaktadır. İstanbul'un sosyo- kültürel tarihi ve genel anlamda Türk tiyatro tarihi alanında çalışmak isteyen araştırmacılar için bu dönemde dikkat çekici çalışma konularının olduğunu belirtmekte fayda vardır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat