#smrgKİTABEVİ Mevlana'da Aşk Sırrı ve Nihai Bütünleşme - 2010

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9750031334
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199067597
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
175 s.
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
84,00
Havale/EFT ile: 81,48
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199067597
453521
Mevlana'da Aşk Sırrı ve Nihai Bütünleşme -        2010
Mevlana'da Aşk Sırrı ve Nihai Bütünleşme - 2010 #smrgKİTABEVİ
84.00
Hz. Mevlâna'daki ayrıcalık, ilâhi bir aşk fırtınasıdır. Sözlerin ifadesiz, kelimelerin kifâyetsiz kaldığı coşkun bir aşk lezzeti... Göz, kalp, ruh ve beyin arasında gidip gelen, anlatılamayan. gizemli bir bağ...

Kimi insan hisseder, kimisi hiç anlamaz. Kısmen hissedenler bu bağı tanımlamaya çalışmışlar ama hiçbiri sınırlı düşünce sistemiyle anlatamamış. Bütünüyle dile getirilemeyen o bağı tam olarak, ne felsefe ne akıl açıklayabilmiş. Anlatabildiğimiz tek şey, tanımlamaların bizi yönelttiği yoldur.

Mistik bir yol...
gönül yolu...
içimizde kaynamalar başlatan, yolumuzu aydınlatan ışıklanma yolu...
İçine vecd ateşi düşen kişinin sevincinden sallanmaya başlamasına zikir denmiştir.
Zikir bir bakıma, Allah aşkının duyulara aksetmiş tezahürüdür.

Mevlana'da aşk boyutunun altını olabildiğince koyu çizmek gerekir. Beyitlerinde sık sık geçen "Ey! çağrısı kıtaları aşmıştır ve yine "Ey! çağrısında o kadar çok aşk vardır ki, bütünüyle evrenseldir. "Gel" derken bile dünyaya kucağını açması aşk boyutuyla, evrensel bir sorumlulukla yüklüdür. Sanki, Hz. Muhammed'in veda Hutbesi'ndeki vasiyetin sorumluluğunu yüklemiş, o halet-i ruhiye kendisine intikal etmiştir. Veda Hutbesi'ndeki. "Burada bulunanlar, bulunmayanlara iletsin. Mevlana ve diğer gönül insanları (Yunus Emre, Ahmet Yesevi...) Sahabe-i Kiram'dan aldıkları Veda Hutbesi'ndeki mesaj vazifesini, İslami bir rahmet yağmırı gibi çağlara taşımışlardır.

Hz. Mevlâna'daki ayrıcalık, ilâhi bir aşk fırtınasıdır. Sözlerin ifadesiz, kelimelerin kifâyetsiz kaldığı coşkun bir aşk lezzeti... Göz, kalp, ruh ve beyin arasında gidip gelen, anlatılamayan. gizemli bir bağ...

Kimi insan hisseder, kimisi hiç anlamaz. Kısmen hissedenler bu bağı tanımlamaya çalışmışlar ama hiçbiri sınırlı düşünce sistemiyle anlatamamış. Bütünüyle dile getirilemeyen o bağı tam olarak, ne felsefe ne akıl açıklayabilmiş. Anlatabildiğimiz tek şey, tanımlamaların bizi yönelttiği yoldur.

Mistik bir yol...
gönül yolu...
içimizde kaynamalar başlatan, yolumuzu aydınlatan ışıklanma yolu...
İçine vecd ateşi düşen kişinin sevincinden sallanmaya başlamasına zikir denmiştir.
Zikir bir bakıma, Allah aşkının duyulara aksetmiş tezahürüdür.

Mevlana'da aşk boyutunun altını olabildiğince koyu çizmek gerekir. Beyitlerinde sık sık geçen "Ey! çağrısı kıtaları aşmıştır ve yine "Ey! çağrısında o kadar çok aşk vardır ki, bütünüyle evrenseldir. "Gel" derken bile dünyaya kucağını açması aşk boyutuyla, evrensel bir sorumlulukla yüklüdür. Sanki, Hz. Muhammed'in veda Hutbesi'ndeki vasiyetin sorumluluğunu yüklemiş, o halet-i ruhiye kendisine intikal etmiştir. Veda Hutbesi'ndeki. "Burada bulunanlar, bulunmayanlara iletsin. Mevlana ve diğer gönül insanları (Yunus Emre, Ahmet Yesevi...) Sahabe-i Kiram'dan aldıkları Veda Hutbesi'ndeki mesaj vazifesini, İslami bir rahmet yağmırı gibi çağlara taşımışlardır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat