#smrgKİTABEVİ Miletli Anaksimandros Ya Da Bilimsel Düşüncenin Doğuşu -
Rovelli bu kitabında, ülkemiz toprakları üstündeki Milet'te 2.600 yıl önce yaşayan Anaksimandros'un düşüncelerini inceliyor. Bunu yaparken kadim bilgenin yaşadığı dönemi tasvir etmekle yetinmiyor, Anaksimandros'u düşünce tarihinin önceki ve sonraki dönemleriyle de ilişkilendiriyor. Böylece okuru, Bâbil, İskenderiye, Çin gibi uygarlıkların kültürleri ve düşünce geleneklerinden Batlamyus'a, Galilei'ye, Newton'a, Heisenberg'e ve Einstein'a uzanan tadına doyulmaz bir bilim tarihi gezintisine çıkarıyor. Açık ve anlaşılır üslubuyla, sadece bilim tarihi ile felsefesini değil, astronomiyi, kozmolojiyi, antropolojiyi, arkeolojiyi, dilbilimi, din felsefesini, kısacası doğa ve kültür üzerine sistematik ve eleştirel düşünmeyi çok sevdiren bir kitap...
“Bilimin gücü, içerdiği kesinliklerden kaynaklanmaz; aksine, cehaletimizin büyüklüğü hususunda giderek artan bir şuurdan kaynaklanır. Bizi, bildiğimizi sandığımız şeylerden hiç durmadan şüphelenmeye ve böylece devamlı öğrenmeye iten de bu şuurdur. Bilgisel araştırma, kesinliklerden beslenmez: Kesinliklerin radikal biçimde mevcut olmamasından beslenir. Akıcı ve de sürekli gelişim hâlindeki bilimsel düşünce, büyük bir güce ve mahirane bir sihre sahiptir: Dünyanın düzenini altüst etmeye ve dünyayı yeniden düşünmeye muktedirdir.
Rovelli bu kitabında, ülkemiz toprakları üstündeki Milet'te 2.600 yıl önce yaşayan Anaksimandros'un düşüncelerini inceliyor. Bunu yaparken kadim bilgenin yaşadığı dönemi tasvir etmekle yetinmiyor, Anaksimandros'u düşünce tarihinin önceki ve sonraki dönemleriyle de ilişkilendiriyor. Böylece okuru, Bâbil, İskenderiye, Çin gibi uygarlıkların kültürleri ve düşünce geleneklerinden Batlamyus'a, Galilei'ye, Newton'a, Heisenberg'e ve Einstein'a uzanan tadına doyulmaz bir bilim tarihi gezintisine çıkarıyor. Açık ve anlaşılır üslubuyla, sadece bilim tarihi ile felsefesini değil, astronomiyi, kozmolojiyi, antropolojiyi, arkeolojiyi, dilbilimi, din felsefesini, kısacası doğa ve kültür üzerine sistematik ve eleştirel düşünmeyi çok sevdiren bir kitap...
“Bilimin gücü, içerdiği kesinliklerden kaynaklanmaz; aksine, cehaletimizin büyüklüğü hususunda giderek artan bir şuurdan kaynaklanır. Bizi, bildiğimizi sandığımız şeylerden hiç durmadan şüphelenmeye ve böylece devamlı öğrenmeye iten de bu şuurdur. Bilgisel araştırma, kesinliklerden beslenmez: Kesinliklerin radikal biçimde mevcut olmamasından beslenir. Akıcı ve de sürekli gelişim hâlindeki bilimsel düşünce, büyük bir güce ve mahirane bir sihre sahiptir: Dünyanın düzenini altüst etmeye ve dünyayı yeniden düşünmeye muktedirdir.