#smrgKİTABEVİ Milli Mücadele Dönemi'nde Asker Firarileri Sorunu - 2021
Uzun süren savaşlar, yenilgiler, geri çekilmeler, toprak kayıpları, açlık, yokluk, moral ve motivasyon eksikliği, savaştan bıkkınlık, psikolojik çöküntü gibi sebepler Osmanlı Devleti'nin son dönemlerindeki firar sorununu yaygınlaştıran faktörlerdendi.
Askerî makamlar, bu sorunla uğraşırken 30 Ekim 1918'de şartları çok ağır olan Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla Osmanlı ordusu, büyük oranda terhis edilmiş ve elde âdeta iskelet kadrolar kalmıştı. Bu durumun da etkisiyle firar sorunu, Mütareke Dönemi'ne ivme kazanmış bir şekilde girdi.
Bu çalışmada, ana kaynaklara inilerek konuya analitik bir yöntemle ve çok yönlü şekilde bakılmıştır.
Çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın giriş kısmında Millî Mücadele Dönemi'ne kadar firar sorununa genel çizgileriyle bakıldı. Birinci Bölüm'de; "Mondros Mütarekesi Sürecinde ve Sonrasında Ordunun Yeniden Yapılanması" başlığı altında, Mondros Mütarekesi'nden başlayarak düzenli ordunun kurulmasına kadar Türk ordusunun durumu ve orduda yaşanan gelişmeler ana hatlarıyla değerlendirildi. İkinci Bölüm'de "Millî Mücadele Dönemi'nde Asker Firarileri Sorunu" başlığı çerçevesinde firar sorununun ortaya çıkışı, firarların nedenleri, toplu firarlar, firari sayısı ile asayiş sorunu diye anılan eşkıyalık ve şekavet konuları irdelenerek bazı çıkarımlar yapıldı. Üçüncü Bölüm'de ise "Millî Mücadele Dönemi'nde Firarların Engellenmesi İçin Alınan Önlemler" başlığının içi doldurularak firari askerlere uygulanan farklı ceza yöntemleri üzerinde duruldu. Ayrıca firar sorununun ayrılmaz bir parçası sayılıp, çoğu zaman onunla anılan iç güvenlikle alakalı olarak çıkarılan Hıyanet-i Vataniye Kanunu, Seyyar Jandarma Müfrezelerinin Teşkili, Firariler Kanunu ve bu kanunla hayat bulan İstiklâl Mahkemelerinin kurulmasından bahsedilerek firar sorununun nasıl büyük ölçüde bertaraf edildiğinin çözümlemesi yapıldı.
Uzun süren savaşlar, yenilgiler, geri çekilmeler, toprak kayıpları, açlık, yokluk, moral ve motivasyon eksikliği, savaştan bıkkınlık, psikolojik çöküntü gibi sebepler Osmanlı Devleti'nin son dönemlerindeki firar sorununu yaygınlaştıran faktörlerdendi.
Askerî makamlar, bu sorunla uğraşırken 30 Ekim 1918'de şartları çok ağır olan Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla Osmanlı ordusu, büyük oranda terhis edilmiş ve elde âdeta iskelet kadrolar kalmıştı. Bu durumun da etkisiyle firar sorunu, Mütareke Dönemi'ne ivme kazanmış bir şekilde girdi.
Bu çalışmada, ana kaynaklara inilerek konuya analitik bir yöntemle ve çok yönlü şekilde bakılmıştır.
Çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın giriş kısmında Millî Mücadele Dönemi'ne kadar firar sorununa genel çizgileriyle bakıldı. Birinci Bölüm'de; "Mondros Mütarekesi Sürecinde ve Sonrasında Ordunun Yeniden Yapılanması" başlığı altında, Mondros Mütarekesi'nden başlayarak düzenli ordunun kurulmasına kadar Türk ordusunun durumu ve orduda yaşanan gelişmeler ana hatlarıyla değerlendirildi. İkinci Bölüm'de "Millî Mücadele Dönemi'nde Asker Firarileri Sorunu" başlığı çerçevesinde firar sorununun ortaya çıkışı, firarların nedenleri, toplu firarlar, firari sayısı ile asayiş sorunu diye anılan eşkıyalık ve şekavet konuları irdelenerek bazı çıkarımlar yapıldı. Üçüncü Bölüm'de ise "Millî Mücadele Dönemi'nde Firarların Engellenmesi İçin Alınan Önlemler" başlığının içi doldurularak firari askerlere uygulanan farklı ceza yöntemleri üzerinde duruldu. Ayrıca firar sorununun ayrılmaz bir parçası sayılıp, çoğu zaman onunla anılan iç güvenlikle alakalı olarak çıkarılan Hıyanet-i Vataniye Kanunu, Seyyar Jandarma Müfrezelerinin Teşkili, Firariler Kanunu ve bu kanunla hayat bulan İstiklâl Mahkemelerinin kurulmasından bahsedilerek firar sorununun nasıl büyük ölçüde bertaraf edildiğinin çözümlemesi yapıldı.