#smrgSAHAF Milli Mücadele'de Aydın -

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Kolalı Matbaası
Hazırlayan:
Hüseyin Kuruüzüm
Stok Kodu:
1199158382
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
354 s.
Basım Yeri:
Aydın
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199158382
544536
Milli Mücadele'de Aydın -
Milli Mücadele'de Aydın - #smrgSAHAF
0.00
Bütün çabalara karşın 1919 Haziran'ının 5. gününün akşamına kadar, yanı İtalyanların Çine'yi ele geçirdikleri, Albay Şefik Beyin efelerle görüşme yaptığı gün ve gece, Yağcılar Köyü'nde toplanan ulusal kuvvetlerin sayısı on yedi kişiydi. Günler geçtikçe işin heyecanını kaybetmesi, hevesin kırılması gibi binbir güçlükle meydana getirilen bu küçük birliğin dağılması, herkesin kendi evine çekip gitmesi tehlikesi vardı. Kendi başımıza işler çevirmeyi tehlikeli ve gereksiz görenler yaptıklarımızı çocukça ve cahilâne diyerek bizleri caydırabilirlerdi. Bize katılmak ve efelerin emrine girmek isteyenler Yağcılar'a geliyordu. Bakıyorlar ki işin şakaya gelir tarafı yok, yapılanlar sadece bir gösterişten ibaret değil, o zaman: "Can pazarında satılık malımız yok." diye kaçıyorlar ve verdiğimiz cephaneleri de yanlarında götürüyorlardı. Bu durum karşısında boşa vakit geçirmekten ve büsbütün dağılıp yok olmaktansa ulusal heyecanlarını son ana kadar kaybetmeyen, asla döneklik göstermeyen bu on yedi kişiyle hedefe doğru yürümek ve orada güçlenmek gerekiyordu. öyle de yapıldı.
Bütün çabalara karşın 1919 Haziran'ının 5. gününün akşamına kadar, yanı İtalyanların Çine'yi ele geçirdikleri, Albay Şefik Beyin efelerle görüşme yaptığı gün ve gece, Yağcılar Köyü'nde toplanan ulusal kuvvetlerin sayısı on yedi kişiydi. Günler geçtikçe işin heyecanını kaybetmesi, hevesin kırılması gibi binbir güçlükle meydana getirilen bu küçük birliğin dağılması, herkesin kendi evine çekip gitmesi tehlikesi vardı. Kendi başımıza işler çevirmeyi tehlikeli ve gereksiz görenler yaptıklarımızı çocukça ve cahilâne diyerek bizleri caydırabilirlerdi. Bize katılmak ve efelerin emrine girmek isteyenler Yağcılar'a geliyordu. Bakıyorlar ki işin şakaya gelir tarafı yok, yapılanlar sadece bir gösterişten ibaret değil, o zaman: "Can pazarında satılık malımız yok." diye kaçıyorlar ve verdiğimiz cephaneleri de yanlarında götürüyorlardı. Bu durum karşısında boşa vakit geçirmekten ve büsbütün dağılıp yok olmaktansa ulusal heyecanlarını son ana kadar kaybetmeyen, asla döneklik göstermeyen bu on yedi kişiyle hedefe doğru yürümek ve orada güçlenmek gerekiyordu. öyle de yapıldı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat