#smrgSAHAF Milliyetçilik Kuramları: Eleştirel Bir Bakış -

Stok Kodu:
1199032145
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
288 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1999
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199032145
418233
Milliyetçilik Kuramları: Eleştirel Bir Bakış -
Milliyetçilik Kuramları: Eleştirel Bir Bakış - #smrgSAHAF
0.00
Bu çalışma, bir dizi sosyal bilimci tarafından son bir-iki yılda geliştirilmeye başlanan yeni bir yaklaşımı savunacaktır. Bu yaklaşımın temelinde, milliyetçiliğin yalnızca sıcak çatışmalarda kendini gösteren saldırgan bir ideoloji, dönem dönem ortaya çıkan bir ‘moda' olmadığı düşüncesi yatıyor. Milliyetçilik, her şeyden önce bilincimize bir şekil veren, dünyayı anlamlandırmamızı sağlayan bir söylem; başka bir deyişle, toplu kimliklerimizi belirleyen, günlük konuşmalarımızı, davranış ve tutumlarımızı yönlendiren bir görme ve yorumlama, bir algılama biçimi.

Etnik çatışmaların, savaşların, soykırımların yaşandığı bir dünyada ‘tarihin sonuna' gelinmediği açık. Uzun zamandan beri oynanmakta olan senaryo yirmi birinci yüzyılın eşiğine ulaştığımız şu günlerde geçerliliğini korumakta; toplumlar hala adalet, eşitlik, refah peşinde. Değişen tek şey oyuncular, hatta onların bile tümü değil. Medyada ya da akademik çevrelerde kimi yorumcuların iddia ettiğinin aksine, komünizm-kapitalizm tartışmasının yerini milliyetçilik, köktendincilik, Huntington'ın deyimiyle ‘uygarlıklar çatışması' almış değil. Milyonlarca insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir dünyada ideolojik tartışmaların sona erdiğini söylemek ne kadar gerçekçi olabilir? (Arka Kapak'tan)

Bu çalışma, bir dizi sosyal bilimci tarafından son bir-iki yılda geliştirilmeye başlanan yeni bir yaklaşımı savunacaktır. Bu yaklaşımın temelinde, milliyetçiliğin yalnızca sıcak çatışmalarda kendini gösteren saldırgan bir ideoloji, dönem dönem ortaya çıkan bir ‘moda' olmadığı düşüncesi yatıyor. Milliyetçilik, her şeyden önce bilincimize bir şekil veren, dünyayı anlamlandırmamızı sağlayan bir söylem; başka bir deyişle, toplu kimliklerimizi belirleyen, günlük konuşmalarımızı, davranış ve tutumlarımızı yönlendiren bir görme ve yorumlama, bir algılama biçimi.

Etnik çatışmaların, savaşların, soykırımların yaşandığı bir dünyada ‘tarihin sonuna' gelinmediği açık. Uzun zamandan beri oynanmakta olan senaryo yirmi birinci yüzyılın eşiğine ulaştığımız şu günlerde geçerliliğini korumakta; toplumlar hala adalet, eşitlik, refah peşinde. Değişen tek şey oyuncular, hatta onların bile tümü değil. Medyada ya da akademik çevrelerde kimi yorumcuların iddia ettiğinin aksine, komünizm-kapitalizm tartışmasının yerini milliyetçilik, köktendincilik, Huntington'ın deyimiyle ‘uygarlıklar çatışması' almış değil. Milyonlarca insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir dünyada ideolojik tartışmaların sona erdiğini söylemek ne kadar gerçekçi olabilir? (Arka Kapak'tan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat