#smrgSAHAF Milliyetler ve Sınırlar: Balkanlar Kafkasya ve Ortadoğu - 2000
Basıldığı Matbaa:
Şefik Matbaası
Dizi Adı:
Araştırma İnceleme Dizisi
Hazırlayan:
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
504 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2000
Çeviren:
Şirin Tekeli
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199001059
387223
https://www.simurgkitabevi.com/milliyetler-ve-sinirlar-balkanlar-kafkasya-ve-ortadogu-2000
Milliyetler ve Sınırlar: Balkanlar Kafkasya ve Ortadoğu - 2000 #smrgSAHAF
0.00
Barış ve demokrasiye dayalı bir "yeni dünya düzen"inin kurulacağı beklentileri, Balkanlar, Kafkasya ve Orta-Doğu'daki savaş meydanlarında imha olmak üzere. Kendiyle barışık, çok-kültürlü demokratik toplumların henüz çok uzağındayız. Batılıların "Doğu Sorunu" diye adlandırdığı sorunlar yumağı dirildi. Yerasimos, 80'lerin ortalarından başlayarak kaleme aldığı jeopolitika yazılarında bu ürkütücü gelişmenin nedenlerini arıyor, Birinci Dünya Savaşı ile birlikte tarihe karışan Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Rus İmparatorluklarının dağılmasıyla gündeme gelen uluslaşma ve ulus-devlet sınırlarının çizilme süreçlerini inceliyor. Üç imparatorluğun topraklarında kurulan ulus-devletlerin sınırları, genellikle, halkların iradeleriyle değil, uluslararası barış konferanslarında ya da gizli diplomasi yoluyla çizildi; petrol gibi stratejik ürünlerin paylaşımı önemli rol oynadı ve aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip halklar parçalandı. Bu coğrafyada uluslaşma, tamamlanamamış bir süreç olarak görünüyor. "Ulus" sorununu çözme iddiasındaki son imparatorluğun da (SSCB) dağılmasıyla, "eski şeytanlar yeniden ortaya çıkıp tepinmeye başladılar"...
Barış ve demokrasiye dayalı bir "yeni dünya düzen"inin kurulacağı beklentileri, Balkanlar, Kafkasya ve Orta-Doğu'daki savaş meydanlarında imha olmak üzere. Kendiyle barışık, çok-kültürlü demokratik toplumların henüz çok uzağındayız. Batılıların "Doğu Sorunu" diye adlandırdığı sorunlar yumağı dirildi. Yerasimos, 80'lerin ortalarından başlayarak kaleme aldığı jeopolitika yazılarında bu ürkütücü gelişmenin nedenlerini arıyor, Birinci Dünya Savaşı ile birlikte tarihe karışan Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Rus İmparatorluklarının dağılmasıyla gündeme gelen uluslaşma ve ulus-devlet sınırlarının çizilme süreçlerini inceliyor. Üç imparatorluğun topraklarında kurulan ulus-devletlerin sınırları, genellikle, halkların iradeleriyle değil, uluslararası barış konferanslarında ya da gizli diplomasi yoluyla çizildi; petrol gibi stratejik ürünlerin paylaşımı önemli rol oynadı ve aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip halklar parçalandı. Bu coğrafyada uluslaşma, tamamlanamamış bir süreç olarak görünüyor. "Ulus" sorununu çözme iddiasındaki son imparatorluğun da (SSCB) dağılmasıyla, "eski şeytanlar yeniden ortaya çıkıp tepinmeye başladılar"...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.