Bu olumlu yargıların en önemli dayanaklarından biri de, "Saper vedere l'architettura" adlı denemede, yazarın büyük bir cesaretle ileri sürdüğü mimari görüş ve değerlendirmeler olsa gerek. Bu başlığı"Mimariyi Görebilmek" diye dilimize çevirebiliriz. Kitabın özü ve savunduğu tez, İngilizce baskısının başlığında üç kelimeyle anlatılıvermiş:"Mekan olarak mimari".
Mimari çok kere sanıldığı gibi, birtakım genişlik, uzunluk ve yüksekliklerin toplamı demek olmayıp, kişinin duyup yaşadığı, içinde gezinip dolaştığı boşluğun, kapsanan bir mekânın (spazio racchiso) , iç mekanın ta kendisidir. Yapı sanatıyla ilgili yargıların belirli bir kesinliğe ulaşması mekana ait terimlerin mimariye uygulanmasına bağlıdır. Bu iş yapılamadığı sürece, mimarlık alanındaki inceleme ve araştırmalar, sosyal faktörlerin ( fonksiyon) ,konstrüksiyon verilerin ( tekniğin), volümetrik veya dekoratif niteliklerin ( plastik ve pictural elemanların ) sınırlarını aşamayacaktır.
Mimari nedir? Mimari-olmayan nedir? Mimariyi güzel bir binayla, mimari-olmayanı da çirkin bir binayla özdeşlemek mümkün mü acaba? Mimari ile mimari-olmayan arasındaki ayrılık salt estetik ölçülere mi dayanır? Mimarinin etkeni diye nitelendirdiğimiz mekan nedir? Bu sorular, mimari eleştirinin daha ilk anda karşılaştığı sorulardır.
Mimarinin özü iç mekandır derken, mimari bir yapının bütün bütüne mekan verileriyle olup bittiğini söylemek istemiyoruz.Nitekim her bina, ekonomik, sosyal, teknik, fonksiyonel,estetik, dekoratif, volümetrik ve spasyal faktörlerin etkisi altında meydana gelir. Hatta bunların herhangi birine göre yorumlamalar da yapılabilir. Gelgelelim, bir yapıdaki realitenin bütün bu faktörlerin toplamında bulunduğunu unutmamak gerekiyor.
Bu olumlu yargıların en önemli dayanaklarından biri de, "Saper vedere l'architettura" adlı denemede, yazarın büyük bir cesaretle ileri sürdüğü mimari görüş ve değerlendirmeler olsa gerek. Bu başlığı"Mimariyi Görebilmek" diye dilimize çevirebiliriz. Kitabın özü ve savunduğu tez, İngilizce baskısının başlığında üç kelimeyle anlatılıvermiş:"Mekan olarak mimari".
Mimari çok kere sanıldığı gibi, birtakım genişlik, uzunluk ve yüksekliklerin toplamı demek olmayıp, kişinin duyup yaşadığı, içinde gezinip dolaştığı boşluğun, kapsanan bir mekânın (spazio racchiso) , iç mekanın ta kendisidir. Yapı sanatıyla ilgili yargıların belirli bir kesinliğe ulaşması mekana ait terimlerin mimariye uygulanmasına bağlıdır. Bu iş yapılamadığı sürece, mimarlık alanındaki inceleme ve araştırmalar, sosyal faktörlerin ( fonksiyon) ,konstrüksiyon verilerin ( tekniğin), volümetrik veya dekoratif niteliklerin ( plastik ve pictural elemanların ) sınırlarını aşamayacaktır.
Mimari nedir? Mimari-olmayan nedir? Mimariyi güzel bir binayla, mimari-olmayanı da çirkin bir binayla özdeşlemek mümkün mü acaba? Mimari ile mimari-olmayan arasındaki ayrılık salt estetik ölçülere mi dayanır? Mimarinin etkeni diye nitelendirdiğimiz mekan nedir? Bu sorular, mimari eleştirinin daha ilk anda karşılaştığı sorulardır.
Mimarinin özü iç mekandır derken, mimari bir yapının bütün bütüne mekan verileriyle olup bittiğini söylemek istemiyoruz.Nitekim her bina, ekonomik, sosyal, teknik, fonksiyonel,estetik, dekoratif, volümetrik ve spasyal faktörlerin etkisi altında meydana gelir. Hatta bunların herhangi birine göre yorumlamalar da yapılabilir. Gelgelelim, bir yapıdaki realitenin bütün bu faktörlerin toplamında bulunduğunu unutmamak gerekiyor.