Bu sohbetlerden birisinin konusu da "sözlükler" üzerineydi. Çalışma masasının üzerinde ve yakınında bulunan raflardaki sözlüklerini göstermiş ve: "Evlâdım! Fakîr, hayatımda en çok sözlük eskittim" demişti. Yine Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocamızı yakından gözlemleyenler onun Türkçe'nin özellikle Arapça ve Farsça ile yüzyıllar boyunca etkileşmesinin dilimize kazandırmış olduğu kelimelerin "eksik imlâ kuralları" ile yazılmasından nasıl hoşnutsuzluk duyduğunu ve bunu da celâlli olarak nasıl dile getirdiğini iyi bilirler. Bir gün hocamız bir karşılaştırma yapmış ve bu istatiksel bilgilere karşılık kendisinin sâdece ve sâdece tek bir kitabında 4.000 farklı kelime kullandığını tespit ettiğini ve tüm yazmış olduğu kitaplarında ise 40.000 ilâ 45.000 arası farklı kelime kullandığını düşündüğünün bilgisini bize aktarmıştı. Bu sayıyı duyunca gönlüme birden bir "Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre Sözlüğü" hazırlama düşüncesi düştü. Hocamızın akademik ders kitaptarı hariç, yazdığı diğer tüm kitaplarını, makalelerini, şiirlerini, televizyon sohbetlerinin kayıtlarını, internet sitesindeki hikâyelerini, yani kısaca ne var ne yok eserlerinin hepsini yeniden okuyup Farsça, Arapça, Fransızca ve İngilizce kullandığı kelimeleri tek tek çıkardım. Amacım sözlüğün hem misalli olmasını sağlamak, hem de hocamızın düşüncelerinden taranmış bir demeti de okuyucuya sunmaktı. İstanbul'a tekrar gelişimde ilk defa böyle bir çalışma yaptığımı Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocamıza bildirdim. Hüzünle karışık bir mutluluk oluştu yüzünde. Hemen görmek istedi ve incelemeye başladı. Bulamadığım bazı kelimeleri de o sırada kendisine sorma fırsatı buldum. "Efendim! İnşâallâh bunu basarız" dediğim zaman ise o nâfiz nazarlarını gözlerime dikti ve "Evlâdım! Bu ancak ben göçtükten sonra olur" dedi.
İşte bugün Hocamız'ın hayır duâsı gerçekleşmiş, onun daha iyi tanınması ve anlaşılması yolunda bir katkı olmasını temenni ettiğimiz bu çalışma sevenlerinin ellerine ulaşmıştır.
Bu sohbetlerden birisinin konusu da "sözlükler" üzerineydi. Çalışma masasının üzerinde ve yakınında bulunan raflardaki sözlüklerini göstermiş ve: "Evlâdım! Fakîr, hayatımda en çok sözlük eskittim" demişti. Yine Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocamızı yakından gözlemleyenler onun Türkçe'nin özellikle Arapça ve Farsça ile yüzyıllar boyunca etkileşmesinin dilimize kazandırmış olduğu kelimelerin "eksik imlâ kuralları" ile yazılmasından nasıl hoşnutsuzluk duyduğunu ve bunu da celâlli olarak nasıl dile getirdiğini iyi bilirler. Bir gün hocamız bir karşılaştırma yapmış ve bu istatiksel bilgilere karşılık kendisinin sâdece ve sâdece tek bir kitabında 4.000 farklı kelime kullandığını tespit ettiğini ve tüm yazmış olduğu kitaplarında ise 40.000 ilâ 45.000 arası farklı kelime kullandığını düşündüğünün bilgisini bize aktarmıştı. Bu sayıyı duyunca gönlüme birden bir "Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre Sözlüğü" hazırlama düşüncesi düştü. Hocamızın akademik ders kitaptarı hariç, yazdığı diğer tüm kitaplarını, makalelerini, şiirlerini, televizyon sohbetlerinin kayıtlarını, internet sitesindeki hikâyelerini, yani kısaca ne var ne yok eserlerinin hepsini yeniden okuyup Farsça, Arapça, Fransızca ve İngilizce kullandığı kelimeleri tek tek çıkardım. Amacım sözlüğün hem misalli olmasını sağlamak, hem de hocamızın düşüncelerinden taranmış bir demeti de okuyucuya sunmaktı. İstanbul'a tekrar gelişimde ilk defa böyle bir çalışma yaptığımı Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocamıza bildirdim. Hüzünle karışık bir mutluluk oluştu yüzünde. Hemen görmek istedi ve incelemeye başladı. Bulamadığım bazı kelimeleri de o sırada kendisine sorma fırsatı buldum. "Efendim! İnşâallâh bunu basarız" dediğim zaman ise o nâfiz nazarlarını gözlerime dikti ve "Evlâdım! Bu ancak ben göçtükten sonra olur" dedi.
İşte bugün Hocamız'ın hayır duâsı gerçekleşmiş, onun daha iyi tanınması ve anlaşılması yolunda bir katkı olmasını temenni ettiğimiz bu çalışma sevenlerinin ellerine ulaşmıştır.