Tann'nın adeta bir lütfu olan bu verimli topraklara ayak basan her topluluk kısa zamanda yaratmıştır kendi medeniyetini. Yüzyıllar içerisinde ardı sıra oluşturulan medeniyetler sayesinde Anadolu ve Anadolu insanı tarihin belli sürelerinde dünyanın önder kara parçası ve önder ulusu olabilmiştir.
Bu topraklar üzerinde egemen olan halk, egemen kalabildiği zaman dilimleri arasında ilini, fen, inanç ve kültür gibi medeniyetin, temel işaretlerini hep ileri tanıyabilmişlerdir. Sonuçta Anadolu'ya her gelen halk, gelmiş olduğu yerdeki kendisine has özellikleri Anadolu' ya taşımış ve Anadolu'da kendisinden önce var olan egemen sınıfı askeri olarak idaresi altına aldıktan sonra bir önceki halkın kültür, ilim, din vb. gibi çok değerli oluşumlarını dışlamadan kendi kültür potalarında kaynaştırarak yeni bir sentez oluşturabilmişlerdir.
Bu bir anlamda Anadolu'yu yeni bir vatan olarak seçen istilacı ya da göçmen halkların kaçınılmaz davranışıdır. Çünkü, Anadolu'ya vardıklarında burada buldukları ile kendi geldikleri yerlerden getirdikleri (kültür, ilim ve sanat açısından) arasında çok büyük farklılar vardı. İster istemez en kısa zamanda askeri ve idari birliği sağladıktan sonra kültürel olarak bir sentez içerisine girmişlerdir.
Ve böylece binlerce yıl boyunca suren bu medeniyetlerin, peşi sıra yer değiştirmesi sonucu ortaya bir evrensel Anadolu kültürü çıkar. Anadolu'lu olmak bir ayrıcalıktır, M.O. 10.000'den günümüze kadar olan zaman içerinde Anadolu' ya onlarca millet her alanda bir anlam yüklemiştir. Sonuçla oluşan bu zengin Anadutu kültürüne tarihsel başlangıç olarak M. Ö. 10-000'den başlayarak sahip çıkıyoruz. Hitit, Frig, Likya, Pers, Yunan, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı. Türkiye Cumhuriyeti gibi Anadolu'da devletler, imparatorluklar kuran bu halkların hepsine sonsuz teşekkürler; evrensel Anadolu kültürüne katkılarından dolayı... -Ali Canip Olgunlu (Önsözden)
Tann'nın adeta bir lütfu olan bu verimli topraklara ayak basan her topluluk kısa zamanda yaratmıştır kendi medeniyetini. Yüzyıllar içerisinde ardı sıra oluşturulan medeniyetler sayesinde Anadolu ve Anadolu insanı tarihin belli sürelerinde dünyanın önder kara parçası ve önder ulusu olabilmiştir.
Bu topraklar üzerinde egemen olan halk, egemen kalabildiği zaman dilimleri arasında ilini, fen, inanç ve kültür gibi medeniyetin, temel işaretlerini hep ileri tanıyabilmişlerdir. Sonuçta Anadolu'ya her gelen halk, gelmiş olduğu yerdeki kendisine has özellikleri Anadolu' ya taşımış ve Anadolu'da kendisinden önce var olan egemen sınıfı askeri olarak idaresi altına aldıktan sonra bir önceki halkın kültür, ilim, din vb. gibi çok değerli oluşumlarını dışlamadan kendi kültür potalarında kaynaştırarak yeni bir sentez oluşturabilmişlerdir.
Bu bir anlamda Anadolu'yu yeni bir vatan olarak seçen istilacı ya da göçmen halkların kaçınılmaz davranışıdır. Çünkü, Anadolu'ya vardıklarında burada buldukları ile kendi geldikleri yerlerden getirdikleri (kültür, ilim ve sanat açısından) arasında çok büyük farklılar vardı. İster istemez en kısa zamanda askeri ve idari birliği sağladıktan sonra kültürel olarak bir sentez içerisine girmişlerdir.
Ve böylece binlerce yıl boyunca suren bu medeniyetlerin, peşi sıra yer değiştirmesi sonucu ortaya bir evrensel Anadolu kültürü çıkar. Anadolu'lu olmak bir ayrıcalıktır, M.O. 10.000'den günümüze kadar olan zaman içerinde Anadolu' ya onlarca millet her alanda bir anlam yüklemiştir. Sonuçla oluşan bu zengin Anadutu kültürüne tarihsel başlangıç olarak M. Ö. 10-000'den başlayarak sahip çıkıyoruz. Hitit, Frig, Likya, Pers, Yunan, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı. Türkiye Cumhuriyeti gibi Anadolu'da devletler, imparatorluklar kuran bu halkların hepsine sonsuz teşekkürler; evrensel Anadolu kültürüne katkılarından dolayı... -Ali Canip Olgunlu (Önsözden)