“Gülmek, hatta ağlamak bile Behbude'ye yaraşıyordu. Behbude gülerken solgun ve mahzun siması bahar gülleri gibi kesb-i letâfet ediyor; ağlarken güzel kirpiklerine asılan katarât-ı elem-nümûn [elem gösteren damlalar] hazin hazin damlar, renksiz yanaklarını istila eden bir pembelik, hüsnünün nekaisinden [güzelliğinin eksikliklerinden] birini ikmâl ettiği için sima güzellenir, ara sıra atfettiği nigâhlar [bakışlar], karşısındakileri gaşyedecek [mest edecek] derecede letafetnisâr [güzellik saçıcı] olduğundan artık veçhinde çirkinlikten eser kalmayıp güzel, hem de pek güzel sayılırdı…”
Ünlü tarihçi Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı olan Emine Semiye Hanım (1864-1944), ablası Fatma Aliye gibi, 21. yüzyılda yeniden keşfediliyor ve yüz yılı aşkın bir unutuluşun ardından edebiyat ve tarih sahnesinde hak ettiği yeri edinmeye başlıyor. VakıfBank Kültür Yayınları'nın Emine Semiye Külliyatı'na yazarın 1899-1901 yılları arasında Hanımlara Mahsus Gazete'de tefrika edilmeye başlayıp, ardından aynı gazetenin Hanım Kızlara Mahsus ekinde tefrikasına devam edilen romanı Muallime'yle ikinci kitabı ekliyoruz. Dönemin çalkantılı siyasal ve toplumsal atmosferini karmaşık olay örgüsü, sarmal zaman kullanımı ve kalabalık karakter kadrosuyla okura anlatan roman, eğitim ve kadın hakları ilişkisini, güçlü bir kadın karakter olan Behbude (Muallime) üzerinden aktarıyor. Aşk ve evlilik üzerine reformistten öte devrimci denebilecek bakış açısının yanı sıra son Osmanlı'nın yıkılan konak hayatının da ustalıkla işlendiği Muallime, sadece edebiyat okurlarının değil, Osmanlı Aydınlanmasının toplumsal ve siyasal yönlerini kadın hareketi üzerinden anlamak isteyen bütün araştırmacılar ve tarihseverlerin ilgisini bekliyor.
Yazar Hakkında:
Emine Semiye, Meşrutiyet dönemi önemli kadın yazarlarındandır. Osmanlı Kadın Hareketi'nin öncü isimlerinden olan Emine Semiye, Osmanlı'nın çeşitli bölgelerinde öğretmenlik yapmış, sadece yazar olarak değil, sosyal ve siyasal eylemleriyle de özellikle kadınların hayatlarının iyileştirilmesiyle ilgili mücadele vermiştir. Romanları, dönemin toplumsal yapısına dair fikir vermekle birlikte özellikle köle, alt sınıf ya da fuhşa zorlanmış kadınların sorunlarını dile getirmesi açısından oldukça önemlidir. Tarihçi devlet adamı Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı olmasına ve hayatını edebiyat ve siyaset faaliyetleriyle geçirmesine karşın ablası Fatma Aliye kadar ilgi görememiş, uzun yıllar boyu eserleri tefrika olarak gazetelerde kalmıştır. Kurduğu çeşitli derneklerle kadın ve çocukların eğitim, barınma, geçinme gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için çabalamıştır. Eğitimci yönü, yalnızca ülkenin pek çok bölgesinde öğretmenlik yapmasıyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda hazırladığı ders kitaplarıyla da bilhassa genç kızların eğitimine katkıda bulunmuştur.