***
Sadullah İzzet, 19. yüzyılın başında doğmuş Ankaralı bir şairdir. Kökleri Hacı Bayram-ı Veli soyuna kadar uzanan "Müderriszade" ailesinin bir ferdi olan Sadullah İzzet, Ankara ve civarında naiblik ve müftülük yapar. 1238/1823'te İstanbul'a, Sütlüce ve Hasköy'e naib olarak tayin olur. Aynı zamanda mühendishane hocası İshak Efendi'den hendeseyi, Râkım Efendi ve Durak Paşazâde İbrâhîm Beg'den ilm-i nücûmu öğrenir. Sonrasında tekrar Ankara'ya dönerse de İstanbul'daki dostlarıyla münasebetini kesmez. Klasik şiirin son demleri olan 19. yüzyılda bu anlayışla şiirler yazan Sadullah İzzet'in şiirleri, özellikle kaside ve tarihleri, onun "dönemin ricaliyle bir ilişki kurma şekli" olarak yorumlanabilir. Gazellerinde ise değişen hayal dünyasının izleriyle klasik kültürün yansımaları arasında gidip gelen bir şairle karşı karşıya kalırız.
***
Sadullah İzzet, 19. yüzyılın başında doğmuş Ankaralı bir şairdir. Kökleri Hacı Bayram-ı Veli soyuna kadar uzanan "Müderriszade" ailesinin bir ferdi olan Sadullah İzzet, Ankara ve civarında naiblik ve müftülük yapar. 1238/1823'te İstanbul'a, Sütlüce ve Hasköy'e naib olarak tayin olur. Aynı zamanda mühendishane hocası İshak Efendi'den hendeseyi, Râkım Efendi ve Durak Paşazâde İbrâhîm Beg'den ilm-i nücûmu öğrenir. Sonrasında tekrar Ankara'ya dönerse de İstanbul'daki dostlarıyla münasebetini kesmez. Klasik şiirin son demleri olan 19. yüzyılda bu anlayışla şiirler yazan Sadullah İzzet'in şiirleri, özellikle kaside ve tarihleri, onun "dönemin ricaliyle bir ilişki kurma şekli" olarak yorumlanabilir. Gazellerinde ise değişen hayal dünyasının izleriyle klasik kültürün yansımaları arasında gidip gelen bir şairle karşı karşıya kalırız.