Sözleri hasta kalplere deva, bakışları ruhlara gıda olan Muhammed Ma'sûm Fârûkî; Bayezid-i Bistâmî, Cüneyd-i Bağdadî, Şâh-ı Nakşibend, Alâaddîn-i Attâr, Ubeydullah-ı Ahrâr (kadessallahü esrarehümü'l azîz) gibi bu ümmette gelmiş olan en yüksek evliyadandır. Bunlardan ayrı olarak başka bir üstünlüğü de "Her yüz sene başında, bu dînî kuvvetlendiren, bir müceddid gelir." müjdesine dâhil olanların on birincisidir. Yani hicrî on birinci asrın müceddidi, kuvvetlendiricisi ve nûrlandırıcısıdır.
İnsanları sapıklık, taşkınlık ve şaşkınlık girdabından kurtarıp, selâmet sahiline kavuşturan İmâmı Rabbânî (radıyallahü anh)'nin oğludur. Babasının yerini tutmak, O'nun gibi ilim ve feyiz saçarak talebeye faydalı olmak vazifesi de her haliyle bu yüksek zâta verilmiştir. Dokuz yüz bin talebe elinde tövbe etmiş, yüz kırk bini evliyalık mertebelerine kavuşmuş, yedi bini de irşâd ile vazifelendirilmiştir. İslâm tarihinde rüşd ve hidâyeti bu kadar yaygın bir başka âlim ve mürşid görülmemektedir. (Arka kapaktan)