#smrgKİTABEVİ Musiki İnkılabı'nın Sosyolojisi : Klasik Türk Müziği Geleneğinde Süreklilik ve Değişim - 2020
Erken Cumhuriyet'in en önemli kültürel hamlelerinden biri Musiki İnkılabı'ydı. Ancak Musiki İnkılabı'nın sayıca nispeten az çalışmaya konu olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Elinizdeki kitap, o fırtınalı yıllarda önce eğitimi sonra da radyolarda icrası yasaklanan klasik Türk müziği geleneğinin ayakta kalmayı nasıl başardığını, Batıcı politikalar karşısında ne tip uyum ve direnç örüntüleri sergilediğini ve bunların sonucunda nasıl bir dönüşüm geçirdiğini belgeler eşliğinde incelemekte, yanı sıra, siyasi ve idari inkılapların dışında kültür ve sanat dünyasında yaşanan büyük değişimleri anlamak için de bir çerçeve sunmaktadır.
“Nesiller boyunca insanların muazzam bir mesaiyle inşa ettikleri koskoca bir müzik birikimini hoyratça bir darbeyle “ilga etmeye” niyetlenenlerin acaba aklında ne vardı?
İlga etmek diyorum, ki bu benim yakıştırmam değil. Konservatuvarda Türk müziği eğitimine son verilmesi kararı gazetelerde “alaturka musiki ilga edildi” diye duyurulmuştu. Belli ki bu işe girişenler hayallerindeki ideal kültürü, bütün dertlerimizi çözeceğine inandıkları o mükemmel sihirli değneği yaratmak için ödenecek hiçbir bedelin yüksek sayılamayacağı fikrindeydiler...
Isaiah Berlin'in deyişiyle, mükemmel bir omlet yapılacağına inandığımızda, kırılması gereken yumurtalara acımayız. Ne var ki kırılan bunca yumurtaya rağmen o beklenen omlet bir türlü yapılamadı. Belki de o sihirli omletin peşine düşmektense kırılan yumurtaların hesabını tutmak gerekiyordu. Çünkü ortada bir “hayali” omlet, bir de bu omlet için feda edilen “gerçek” yumurtalar vardı. Ben de ideal olanı tartışmaktansa elimizdeki somut ve elle tutulur gerçeği analiz etmeye, kırılan ve sağlam kalan yumurtaların hesabını tutmaya karar verdim.” - Güneş Ayas
Erken Cumhuriyet'in en önemli kültürel hamlelerinden biri Musiki İnkılabı'ydı. Ancak Musiki İnkılabı'nın sayıca nispeten az çalışmaya konu olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Elinizdeki kitap, o fırtınalı yıllarda önce eğitimi sonra da radyolarda icrası yasaklanan klasik Türk müziği geleneğinin ayakta kalmayı nasıl başardığını, Batıcı politikalar karşısında ne tip uyum ve direnç örüntüleri sergilediğini ve bunların sonucunda nasıl bir dönüşüm geçirdiğini belgeler eşliğinde incelemekte, yanı sıra, siyasi ve idari inkılapların dışında kültür ve sanat dünyasında yaşanan büyük değişimleri anlamak için de bir çerçeve sunmaktadır.
“Nesiller boyunca insanların muazzam bir mesaiyle inşa ettikleri koskoca bir müzik birikimini hoyratça bir darbeyle “ilga etmeye” niyetlenenlerin acaba aklında ne vardı?
İlga etmek diyorum, ki bu benim yakıştırmam değil. Konservatuvarda Türk müziği eğitimine son verilmesi kararı gazetelerde “alaturka musiki ilga edildi” diye duyurulmuştu. Belli ki bu işe girişenler hayallerindeki ideal kültürü, bütün dertlerimizi çözeceğine inandıkları o mükemmel sihirli değneği yaratmak için ödenecek hiçbir bedelin yüksek sayılamayacağı fikrindeydiler...
Isaiah Berlin'in deyişiyle, mükemmel bir omlet yapılacağına inandığımızda, kırılması gereken yumurtalara acımayız. Ne var ki kırılan bunca yumurtaya rağmen o beklenen omlet bir türlü yapılamadı. Belki de o sihirli omletin peşine düşmektense kırılan yumurtaların hesabını tutmak gerekiyordu. Çünkü ortada bir “hayali” omlet, bir de bu omlet için feda edilen “gerçek” yumurtalar vardı. Ben de ideal olanı tartışmaktansa elimizdeki somut ve elle tutulur gerçeği analiz etmeye, kırılan ve sağlam kalan yumurtaların hesabını tutmaya karar verdim.” - Güneş Ayas