#smrgKİTABEVİ Mustafa Suphi Destanı -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9789944610452
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199156707
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
96 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
16
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
85,20
Havale/EFT ile: 82,64
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199156707
542861
Mustafa Suphi Destanı -
Mustafa Suphi Destanı - #smrgKİTABEVİ
85.20
Nâzım Hikmet, O'nun ya da onlar'ın onbeşlerin destanlarını her sanatçıdan önce yazmak isterdi. Ne yazık ki felek ona bu konuda yar olmadı. Ancak, onları her düşündükçe kalbine on beş kara saplı bıçağın saplandığını duyar, dişlerini gıcırdatırdı. Bu onur, çok ilerdeki bir kuşaktan yetenekli bir şaire, Ataol Behramoğlu'na nasip olacakmış!(...)

Ataol Behramoğlu salt bir destan yazmadı. Yaşam öğesi yitip gitmiş olan bir devrim kurbanının canlanmasına yardım edecek birçok değerli bilgiyi de yıllarca süren araştırıcı zekâsıyla bulup, yerli yerine koymuştur.
-Hasan İzzettin Dinamo, "Gerçek", 17 Aralık 1979-

"Değişik bir yöntem var destanda. Bu yönteme diyalektik kurgu diyorum. Ürünün başarısında önemli bir nokta da bu. Karadeniz betimlemesiyle başlayan destan, diyalektik kurgunun etkisiyle dalga dalga ilerliyor. Sağlam, tutarlı bir kurgunun üstünde yükseliyor."
-Cengiz Gündoğdu, "Demokrat", 18 Mart 1980-

"Mustafa Suphi gibi Türkiye sosyalizminin en önemli kişilerinden birinin yaşamını destanlaştırma girişiminde ozanın kuru bir öğreticiliğe (didaktizme) düşme, konusuna duygusal açıdan yaklaşarak salt bir övgü düzeyinde kalma ve serbest nazmın kurduğu nesirleşme tuzağına düşme dokuncalarını (tehlike) alt etmesi gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında Ataol Behramoğlu işinin üstesinden gelmiş.
-Kemal Bek, "Edebiyat Cephesi", 1-15 Mayıs 1980- (Tanıtım Bülteninden)

Nâzım Hikmet, O'nun ya da onlar'ın onbeşlerin destanlarını her sanatçıdan önce yazmak isterdi. Ne yazık ki felek ona bu konuda yar olmadı. Ancak, onları her düşündükçe kalbine on beş kara saplı bıçağın saplandığını duyar, dişlerini gıcırdatırdı. Bu onur, çok ilerdeki bir kuşaktan yetenekli bir şaire, Ataol Behramoğlu'na nasip olacakmış!(...)

Ataol Behramoğlu salt bir destan yazmadı. Yaşam öğesi yitip gitmiş olan bir devrim kurbanının canlanmasına yardım edecek birçok değerli bilgiyi de yıllarca süren araştırıcı zekâsıyla bulup, yerli yerine koymuştur.
-Hasan İzzettin Dinamo, "Gerçek", 17 Aralık 1979-

"Değişik bir yöntem var destanda. Bu yönteme diyalektik kurgu diyorum. Ürünün başarısında önemli bir nokta da bu. Karadeniz betimlemesiyle başlayan destan, diyalektik kurgunun etkisiyle dalga dalga ilerliyor. Sağlam, tutarlı bir kurgunun üstünde yükseliyor."
-Cengiz Gündoğdu, "Demokrat", 18 Mart 1980-

"Mustafa Suphi gibi Türkiye sosyalizminin en önemli kişilerinden birinin yaşamını destanlaştırma girişiminde ozanın kuru bir öğreticiliğe (didaktizme) düşme, konusuna duygusal açıdan yaklaşarak salt bir övgü düzeyinde kalma ve serbest nazmın kurduğu nesirleşme tuzağına düşme dokuncalarını (tehlike) alt etmesi gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında Ataol Behramoğlu işinin üstesinden gelmiş.
-Kemal Bek, "Edebiyat Cephesi", 1-15 Mayıs 1980- (Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat