Kitap, sadece adı ile, yazarının adı, konusu, basıldığı yer ve yılla, yayınlandığı devrin genel olarak politik, sosyal, kültürel durumunu, eğilimlerini, düşünce ve yaratma gücünü belirtebilecek, ifadeli ve manalı bir malzemedir.
Kültür tarihçileri ve inceledikleri çağın genel bir görünüşünü çizmek istedikleri zaman edebiyat tarihçileri, yayınlanan belli başlı eserleri bildirmeyi daima gerekli saymışlardır. Belli başlılara değil de bütün yayınlara yöneldiğimiz, yıl yıl, yayınlanan eserlerin sayılarını, konularını, konular arasındaki oranı tesbit ettiğimiz zaman, hem genel olarak yayın hayatını ortaya koyan, hem kültür ve edebiyat tarihi bakımından önem taşıyan sonuçlara varabiliyoruz.
Önünüzdeki çalışma memleketimizde, bibliyografya künyelerine dayanarak yapılan bu türlü çalışmaların ilki olacaktır. Ele alınan yayınların, Türk toplumunun bir medeniyet çevresinden başka bir medeniyet çevresine geçme çabaları içinde bulunduğu bir devreye ait olmaları, onları daha da ilgi çekici bir hale getirmektedir.
Araştırmanın cevaplandırmaya çalışacağı sorular, aşağıdaki gibi özetlenebilir:
İlk Türk basımevinin kuruluşundan 1876 yılma kadar geçen 146 yıl içinde yayın hayatımız genel olarak nasıl bir gelişme göstermiştir? Bu gelişmenin hızı ne olmuştur?
Hangi konularda eserler basılmıştır ve tek tek konuların kaderleri ne olmuştur? Geçen zaman içinde nasıl bir gelişme göstermişlerdir?
Türk toplumuna yeni sunulan konular hangileridir? Türk - İslâm geleneğinin yazma kitaplarımızın konuları, basmalarda ne zamana kadar devam etmiş, ne zaman yerlerini yeni konulara bırakmaya başlamışlardır?
Batı dillerinden çevrilip ilk basılan eserler hangileridir, konuları nedir? Daha çok hangi dilden çeviri yapılmış, bu dili başka diller ne kadar bir zaman aralığı ile ve ne gibi bir oranla izlemişlerdir?
... (Önsözden)
Kitap, sadece adı ile, yazarının adı, konusu, basıldığı yer ve yılla, yayınlandığı devrin genel olarak politik, sosyal, kültürel durumunu, eğilimlerini, düşünce ve yaratma gücünü belirtebilecek, ifadeli ve manalı bir malzemedir.
Kültür tarihçileri ve inceledikleri çağın genel bir görünüşünü çizmek istedikleri zaman edebiyat tarihçileri, yayınlanan belli başlı eserleri bildirmeyi daima gerekli saymışlardır. Belli başlılara değil de bütün yayınlara yöneldiğimiz, yıl yıl, yayınlanan eserlerin sayılarını, konularını, konular arasındaki oranı tesbit ettiğimiz zaman, hem genel olarak yayın hayatını ortaya koyan, hem kültür ve edebiyat tarihi bakımından önem taşıyan sonuçlara varabiliyoruz.
Önünüzdeki çalışma memleketimizde, bibliyografya künyelerine dayanarak yapılan bu türlü çalışmaların ilki olacaktır. Ele alınan yayınların, Türk toplumunun bir medeniyet çevresinden başka bir medeniyet çevresine geçme çabaları içinde bulunduğu bir devreye ait olmaları, onları daha da ilgi çekici bir hale getirmektedir.
Araştırmanın cevaplandırmaya çalışacağı sorular, aşağıdaki gibi özetlenebilir:
İlk Türk basımevinin kuruluşundan 1876 yılma kadar geçen 146 yıl içinde yayın hayatımız genel olarak nasıl bir gelişme göstermiştir? Bu gelişmenin hızı ne olmuştur?
Hangi konularda eserler basılmıştır ve tek tek konuların kaderleri ne olmuştur? Geçen zaman içinde nasıl bir gelişme göstermişlerdir?
Türk toplumuna yeni sunulan konular hangileridir? Türk - İslâm geleneğinin yazma kitaplarımızın konuları, basmalarda ne zamana kadar devam etmiş, ne zaman yerlerini yeni konulara bırakmaya başlamışlardır?
Batı dillerinden çevrilip ilk basılan eserler hangileridir, konuları nedir? Daha çok hangi dilden çeviri yapılmış, bu dili başka diller ne kadar bir zaman aralığı ile ve ne gibi bir oranla izlemişlerdir?
... (Önsözden)