Müzakereler, Deleuze'ün tüm felsefi yapıtını kateden söyleşiler ve kimi metinlerle kurulmuş bir derleme. Sayıklamadan, kekelemeden birbirine eklenerek akıp giden bir akarsu-metin.
Deleuze, bu kitabı yapmasının nedenlerini kısa giriş metninde şöyle açıklıyor:
Neredeyse yirmi yıla yayılan müzakere metinlerini biraraya getirmek neden? Müzakereler o kadar uzun sürebilir ki, hâlâ savaşa mı yoksa artık barışa mı ait oldukları hiç bilinmez. Felsefenin çağa karşı duyulan bir öfkeden olduğu kadar, bize sağladığı bir dinginlikten de ayrı düşünülemez olduğu doğrudur. Felsefe yine de bir Güç değildir. Dinler, devletler, kapitalizm, bilim, hukuk, kamuoyu, televizyon birer güçtür, ama felsefe değildir. Felsefenin büyük iç çarpışmaları olabilir (idealizm – gerçekçilik, vs.), ama bunlar gülmek için girişilen çarpışmalardır. Felsefe bir güç olmadığı gibi, güçlerle bir çarpışmaya da girişemez, yine de onlara karşı çarpışmasız bir savaş, bir gerilla mücadelesi sürdürür. Ve onlarla konuşamaz, onlara söyleyecek, onlara iletecek bir şeyi yoktur, yalnızca müzakereleri sürdürür. Güçler, dışımızda kalmayıp aynı zamanda her birimizi katettiğinden, her birimiz, kendimizi kendimizle sürekli müzakere ve gerilla mücadelesi halinde buluruz, felsefe sayesinde.
Daha önce yayınladığımız İki Konferans ve Spinoza. Pratik Felesefe'nin ardından yine titiz bir çeviri ve özenli baskı kalitesiyle okurlara sunduğumuz bu yapıtın ilgiyle karşılanacağına inanıyoruz. (Arka kapaktan)
Müzakereler, Deleuze'ün tüm felsefi yapıtını kateden söyleşiler ve kimi metinlerle kurulmuş bir derleme. Sayıklamadan, kekelemeden birbirine eklenerek akıp giden bir akarsu-metin.
Deleuze, bu kitabı yapmasının nedenlerini kısa giriş metninde şöyle açıklıyor:
Neredeyse yirmi yıla yayılan müzakere metinlerini biraraya getirmek neden? Müzakereler o kadar uzun sürebilir ki, hâlâ savaşa mı yoksa artık barışa mı ait oldukları hiç bilinmez. Felsefenin çağa karşı duyulan bir öfkeden olduğu kadar, bize sağladığı bir dinginlikten de ayrı düşünülemez olduğu doğrudur. Felsefe yine de bir Güç değildir. Dinler, devletler, kapitalizm, bilim, hukuk, kamuoyu, televizyon birer güçtür, ama felsefe değildir. Felsefenin büyük iç çarpışmaları olabilir (idealizm – gerçekçilik, vs.), ama bunlar gülmek için girişilen çarpışmalardır. Felsefe bir güç olmadığı gibi, güçlerle bir çarpışmaya da girişemez, yine de onlara karşı çarpışmasız bir savaş, bir gerilla mücadelesi sürdürür. Ve onlarla konuşamaz, onlara söyleyecek, onlara iletecek bir şeyi yoktur, yalnızca müzakereleri sürdürür. Güçler, dışımızda kalmayıp aynı zamanda her birimizi katettiğinden, her birimiz, kendimizi kendimizle sürekli müzakere ve gerilla mücadelesi halinde buluruz, felsefe sayesinde.
Daha önce yayınladığımız İki Konferans ve Spinoza. Pratik Felesefe'nin ardından yine titiz bir çeviri ve özenli baskı kalitesiyle okurlara sunduğumuz bu yapıtın ilgiyle karşılanacağına inanıyoruz. (Arka kapaktan)