#smrgSAHAF Neşriyat-ı Musıki: Osmanlı Müziğini Okumak -

Stok Kodu:
1199120105
Boyut:
24x30
Sayfa Sayısı:
435 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199120105
505807
Neşriyat-ı Musıki: Osmanlı Müziğini Okumak -
Neşriyat-ı Musıki: Osmanlı Müziğini Okumak - #smrgSAHAF
0.00
Neşriyat-ı Musiki: Osmanlı Müziğini Okumak. Adım adım musikinin yollarına giriyoruz şimdi. Evvela eski yazıya aşina olmak lazım tabii. Yahut bir buçuk kiloluk sergi kitabını mihmandar edinmeniz gerek kendinize. Nitekim biz de öyle yaptık. Elimizde kitap, kulağımızda evvel zaman içinden bir seda, gözümüz ise notlarda, sarı sayfalarda, kırık plaklarda, siyah beyaz vesikalıklarda. Birden Osmanlı son dönem saray eşrafından olup çıkmışım meğerse. Bir meclisteyiz.. Sağımda bestekâr Bimen Efendi oturuyor vakur duruşunu seriyor önümüze. Neyzen Raşit Efendi ise başlıyor üflemeye, bir selam vermeye fırsatımız olmadı hani. Udi Kirkor Efendi eşlik ediyor neyin o hüzünlü sesine. Notacı Hacı Emin Bey ise dikkat kesilmiş dinlemekte. Tanburi Cemil Bey durur mu efendim, o da geldi meşke. Biz ise çok uzaktan bir misafir. Sükut etmek düştü bize de. Bir yanımız meşk meclisinde bağdaş kurmuş oturadursun, diğer yanımız sarayın odalarında bizi hallere sokan somut nesnelere baksın dünya gözüyle. Uzun zamana yayılmış, köklü Osmanlı musikisinin değişim sürecinin öncesi ve sonrası, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü projeleri kapsamında hayata geçirilen sergi ve dinletilerle gözler önüne seriliyor bugünlerde. Gönül Paçacı'nın koleksiyonundan derlenen sergi Osmanlı musikisinin derinlemesine incelenerek köklü müzik tarihine adeta ışık tutuyor. Uzun zamandır planlanan müzik müzesine giden yolda da bir adım atılmasına öncülük etmiş, kültürel mirasa ilişkin bilinmeyenlerin bir kısmı daha gün ışığına çıkmış böylelikle. Büyük Mabeyn'de ince saz takımlarına mahsus nota mecmuasından Huseyni faslına, Hareket Ordusu'na ve mehter mirkumandanına ait Marş-ı Askerisi'nden Terane-i Şükran'a, 'Güş-i cana geldi, Ben esir-i aşkın oldum' notlarından, plaklardan, çeşitli yayınevlerine ait boş nota defterlerine, elle çoğaltılarak pullu ve damgalı olarak satılan notalara, musiki gazetelerine, notalı kartpostallara kadar Osmanlı müziğine ait ne varsa salonun dört bir yanında temaşa edilmeyi bekliyor. Hasılı Osmanlı musikisinin değişim sürecine dair ipucu taşıyan her ayrıntı sergi mekânında yer bulmuş kendine. Sergi kapsamında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında eski harflerle basılmış müzik malzemeleri arasından seçilen eserlerin dönem kayıtlarını dinleme imkânı da var. Sergi kitabı ile de İstanbul'un kültür zenginliğinin ses boyutunu araştırmak isteyen araştırmacılara önemli referanslar sunuluyor. Osmanlı musiki geleneğinin bir asırdan daha az bir zamanda eski harflerle basılmış dilimine bakarak, Batı kültürüyle etkileşime girmesi, yerli müziğin farklı ifade biçimleri kazanıyor olması gibi sonuçlar da anlatılmaya çalışılıyor. Bu yayınlar içinde ses sistemi, ana dizi, kuram, Osmanlı müziğinin ses aralıklarının yeni yazım sistemine uyarlanması tartışmaları gibi ayrıntılar da izlenebiliyor. Tüm bu malzemeyi detaylandıran, müzik teorisi ve toplumun müzik ihtiyacı ile ilişkilendiren "Osmanlı Müziğini Okumak" isimli bir kitap da sergi ile paralel olarak hazırlanmış. Kitapta ayrıca dönemin müzik tartışmaları ve çeşitli yaklaşım farklılıkları da çeviri yazılar halinde yer alıyor. - Zaman Gazetesi
Neşriyat-ı Musiki: Osmanlı Müziğini Okumak. Adım adım musikinin yollarına giriyoruz şimdi. Evvela eski yazıya aşina olmak lazım tabii. Yahut bir buçuk kiloluk sergi kitabını mihmandar edinmeniz gerek kendinize. Nitekim biz de öyle yaptık. Elimizde kitap, kulağımızda evvel zaman içinden bir seda, gözümüz ise notlarda, sarı sayfalarda, kırık plaklarda, siyah beyaz vesikalıklarda. Birden Osmanlı son dönem saray eşrafından olup çıkmışım meğerse. Bir meclisteyiz.. Sağımda bestekâr Bimen Efendi oturuyor vakur duruşunu seriyor önümüze. Neyzen Raşit Efendi ise başlıyor üflemeye, bir selam vermeye fırsatımız olmadı hani. Udi Kirkor Efendi eşlik ediyor neyin o hüzünlü sesine. Notacı Hacı Emin Bey ise dikkat kesilmiş dinlemekte. Tanburi Cemil Bey durur mu efendim, o da geldi meşke. Biz ise çok uzaktan bir misafir. Sükut etmek düştü bize de. Bir yanımız meşk meclisinde bağdaş kurmuş oturadursun, diğer yanımız sarayın odalarında bizi hallere sokan somut nesnelere baksın dünya gözüyle. Uzun zamana yayılmış, köklü Osmanlı musikisinin değişim sürecinin öncesi ve sonrası, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüğü projeleri kapsamında hayata geçirilen sergi ve dinletilerle gözler önüne seriliyor bugünlerde. Gönül Paçacı'nın koleksiyonundan derlenen sergi Osmanlı musikisinin derinlemesine incelenerek köklü müzik tarihine adeta ışık tutuyor. Uzun zamandır planlanan müzik müzesine giden yolda da bir adım atılmasına öncülük etmiş, kültürel mirasa ilişkin bilinmeyenlerin bir kısmı daha gün ışığına çıkmış böylelikle. Büyük Mabeyn'de ince saz takımlarına mahsus nota mecmuasından Huseyni faslına, Hareket Ordusu'na ve mehter mirkumandanına ait Marş-ı Askerisi'nden Terane-i Şükran'a, 'Güş-i cana geldi, Ben esir-i aşkın oldum' notlarından, plaklardan, çeşitli yayınevlerine ait boş nota defterlerine, elle çoğaltılarak pullu ve damgalı olarak satılan notalara, musiki gazetelerine, notalı kartpostallara kadar Osmanlı müziğine ait ne varsa salonun dört bir yanında temaşa edilmeyi bekliyor. Hasılı Osmanlı musikisinin değişim sürecine dair ipucu taşıyan her ayrıntı sergi mekânında yer bulmuş kendine. Sergi kapsamında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında eski harflerle basılmış müzik malzemeleri arasından seçilen eserlerin dönem kayıtlarını dinleme imkânı da var. Sergi kitabı ile de İstanbul'un kültür zenginliğinin ses boyutunu araştırmak isteyen araştırmacılara önemli referanslar sunuluyor. Osmanlı musiki geleneğinin bir asırdan daha az bir zamanda eski harflerle basılmış dilimine bakarak, Batı kültürüyle etkileşime girmesi, yerli müziğin farklı ifade biçimleri kazanıyor olması gibi sonuçlar da anlatılmaya çalışılıyor. Bu yayınlar içinde ses sistemi, ana dizi, kuram, Osmanlı müziğinin ses aralıklarının yeni yazım sistemine uyarlanması tartışmaları gibi ayrıntılar da izlenebiliyor. Tüm bu malzemeyi detaylandıran, müzik teorisi ve toplumun müzik ihtiyacı ile ilişkilendiren "Osmanlı Müziğini Okumak" isimli bir kitap da sergi ile paralel olarak hazırlanmış. Kitapta ayrıca dönemin müzik tartışmaları ve çeşitli yaklaşım farklılıkları da çeviri yazılar halinde yer alıyor. - Zaman Gazetesi
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat