#smrgKİTABEVİ Nietzsche'nin Beşinci İncil'i : İyi Haberin Düzeltilmesi Üzerine - 2022
Editör:
Güçlü Ateşoğlu
Kondisyon:
Yeni
Kapak Görseli:
Betül Sinanoğlu
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Dizi No: 57
ISBN-10:
9786053146155
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Güçlü Ateşoğlu
Boyut:
12x21
Sayfa Sayısı:
80 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
Mustafa Tüzel
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Nietzsches fünftes “Evangelium” Über die
Verbesserung der guten Nachricht
Kategori:
indirimli
70,00
Havale/EFT ile:
67,90
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199205734
592103
https://www.simurgkitabevi.com/nietzschenin-besinci-incili-iyi-haberin-duzeltilmesi-uzerine-2022
Nietzsche'nin Beşinci İncil'i : İyi Haberin Düzeltilmesi Üzerine - 2022 #smrgKİTABEVİ
70.00
Bugün, 2000 yılında, fiziksel ölümünün yüzüncü yıldönümünde; kendisinden sonra diye tarihlenmeleri gerekeceğini öne sürdüğü bin yılların birincisinin başında, Nietzsche hakkında nasıl konuşmalıyız? Tüm yaşamı boyunca ait olduğu ve oradan yazarlık ününün sonsuzluğuna atladığı yüzyılın kendisi gibi, acılarıyla ve büyüklüğüyle karşımızda durduğunu mu söylemeliyiz? Kendisinin bir insan değil, bir dinamit olduğuna ilişkin kendi yargısını mı paylaşmalıyız? “Etki-tarihi”nin dikkat çekiciliğini; henüz hiçbir yazarın seçkinciliği böylesine vurgulamadığını ve bayağılığı üzerine çekmediğini bir kez daha mı öne çıkarmalıyız? Nietzsche'yle birlikte narsisizm döneminin başladığı ve bu dönemin kendini önce “kitlelerin ayaklanması” ve daha sonra kolektivist “büyük politika” ve nihayetinde global pazarın diktatörlüğü olarak gösterdiği tanısını mı koymalıyız? Nietzsche'yle birlikte akademik felsefe tarihinin sona erdiğini ve düşünmenin sanat tarihinin başladığını mı kabul etmeliyiz? Yoksa yorum yapmaktan kaçınıp Nietzsche'yi okumalı ve hep yeniden okumalı mıyız?
Nietzsche, 13 Şubat 1883'te, Rapallo'dan, Chemnitz'deki yayıncısı Ernst Schmeitzner'e yazdığı bir mektupta Zerdüşt kitabını, “bu bir ‘edebi eser' ya da beşinci bir ‘İncil' ya da henüz bir adı bulunmayan bir şey: Uzun süredir verdiğim ürünlerin en ciddisi hem de en neşelisi, ve herkese hitap ediyor” sözleriyle bildiriyordu.
Bugün, 2000 yılında, fiziksel ölümünün yüzüncü yıldönümünde; kendisinden sonra diye tarihlenmeleri gerekeceğini öne sürdüğü bin yılların birincisinin başında, Nietzsche hakkında nasıl konuşmalıyız? Tüm yaşamı boyunca ait olduğu ve oradan yazarlık ününün sonsuzluğuna atladığı yüzyılın kendisi gibi, acılarıyla ve büyüklüğüyle karşımızda durduğunu mu söylemeliyiz? Kendisinin bir insan değil, bir dinamit olduğuna ilişkin kendi yargısını mı paylaşmalıyız? “Etki-tarihi”nin dikkat çekiciliğini; henüz hiçbir yazarın seçkinciliği böylesine vurgulamadığını ve bayağılığı üzerine çekmediğini bir kez daha mı öne çıkarmalıyız? Nietzsche'yle birlikte narsisizm döneminin başladığı ve bu dönemin kendini önce “kitlelerin ayaklanması” ve daha sonra kolektivist “büyük politika” ve nihayetinde global pazarın diktatörlüğü olarak gösterdiği tanısını mı koymalıyız? Nietzsche'yle birlikte akademik felsefe tarihinin sona erdiğini ve düşünmenin sanat tarihinin başladığını mı kabul etmeliyiz? Yoksa yorum yapmaktan kaçınıp Nietzsche'yi okumalı ve hep yeniden okumalı mıyız?
Nietzsche, 13 Şubat 1883'te, Rapallo'dan, Chemnitz'deki yayıncısı Ernst Schmeitzner'e yazdığı bir mektupta Zerdüşt kitabını, “bu bir ‘edebi eser' ya da beşinci bir ‘İncil' ya da henüz bir adı bulunmayan bir şey: Uzun süredir verdiğim ürünlerin en ciddisi hem de en neşelisi, ve herkese hitap ediyor” sözleriyle bildiriyordu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.