#smrgKİTABEVİ Nietzsche'nin Politik Tahayyülü - 2021
Nietzsche'nin gençlik eserlerindeki büyük politik beklentilerinin giderek öznel alana sıkıştığını ve kişisel düzeyde ancak çok az kimsenin erişebileceği bir çileci etiğe bağlanmayı gerektirdiğini ileri sürüyor Conway. Ama bu etiğin Nietzsche'nin yazılarından hiçbir zaman silinmediğini de söylüyor.
Conway, Nietzsche'nin politik özlemlerinin tam merkezinde insanın mükemmelleştirilebilirliğine ilişkin büyük bir ideal olduğunu ileri sürüyor. Bu ideal, modernitenin alacakaranlığa gömüldüğü bir çağda, cılız da olsa Nietzsche'nin düşüncesindeki yerini korur. Üst-insan, sanatçı ve aziz gibi Nietzscheci figürler, hep bu idealin gerçekleşeceği somut koşulları tarif edebilmek amacıyla ileri sürülen figürlerdir.
Çağdaş felsefeye baktığımızda ise, Nietzsche'nin etkisinde kalan Foucault, Haraway, Habermas ve McIntyre gibi filozofların, ya Nietzscheci etikten yana ya da bu etiğin tam karşısında konumlandıklarını görüyoruz. Conway'in kitabı Nietzscheci etiğin ve antropolojinin çağdaş bağlamda nasıl alımlandığına ilişkin dikkate değer içgörüler sunuyor.
Nietzsche'nin bütün yapıtlarını baştan sonra kateden elinizdeki kitabın, siyaset felsefesi ve etik tartışmaları bağlamında önemli bir boşluğu dolduracağını ümit ediyoruz.
Nietzsche'nin gençlik eserlerindeki büyük politik beklentilerinin giderek öznel alana sıkıştığını ve kişisel düzeyde ancak çok az kimsenin erişebileceği bir çileci etiğe bağlanmayı gerektirdiğini ileri sürüyor Conway. Ama bu etiğin Nietzsche'nin yazılarından hiçbir zaman silinmediğini de söylüyor.
Conway, Nietzsche'nin politik özlemlerinin tam merkezinde insanın mükemmelleştirilebilirliğine ilişkin büyük bir ideal olduğunu ileri sürüyor. Bu ideal, modernitenin alacakaranlığa gömüldüğü bir çağda, cılız da olsa Nietzsche'nin düşüncesindeki yerini korur. Üst-insan, sanatçı ve aziz gibi Nietzscheci figürler, hep bu idealin gerçekleşeceği somut koşulları tarif edebilmek amacıyla ileri sürülen figürlerdir.
Çağdaş felsefeye baktığımızda ise, Nietzsche'nin etkisinde kalan Foucault, Haraway, Habermas ve McIntyre gibi filozofların, ya Nietzscheci etikten yana ya da bu etiğin tam karşısında konumlandıklarını görüyoruz. Conway'in kitabı Nietzscheci etiğin ve antropolojinin çağdaş bağlamda nasıl alımlandığına ilişkin dikkate değer içgörüler sunuyor.
Nietzsche'nin bütün yapıtlarını baştan sonra kateden elinizdeki kitabın, siyaset felsefesi ve etik tartışmaları bağlamında önemli bir boşluğu dolduracağını ümit ediyoruz.