#smrgKİTABEVİ Nietzsche'nin Saati : Yaban Öyküleri - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
9786256566187
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199224843
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
106
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
120,00
Havale/EFT ile: 116,40
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199224843
610768
Nietzsche'nin Saati : Yaban Öyküleri -        2024
Nietzsche'nin Saati : Yaban Öyküleri - 2024 #smrgKİTABEVİ
120.00
Marsilya'ya dönmeden önce nedense bu yorgun duvar saatini yanına almıştı. Dietrich Berger'in yaşamına özendiği günlerde Nietzsche'nin bitmez, tükenmez ve ısrarcı mektuplarına cevap yazarken saatin şarkısını dinliyordu. Saatin gizi, ağır aksak ilerleyen bir şarkının derisinin altında gizlenmiş ölümün kendisinden başka bir şey değildi. Bir akşam kitabının başında uyuklarken bunu çözmüştü. Her bir tik ve tak, ölümün kendisine yaklaştığının ayak sesleriydi…

Şüpheli rüzgârların, karanlıkta yükselen şarkıların, cebinde şiirle gezen adamların, sağı solu bıçak gibi kesen sarkaçların, uğursuz gecelerin ve herkesin biraz Ogilvy olduğu zamanların öyküleriyle karşı karşıyayız.

Lokman Baybars, Nietzsche'nin Saati'nde, zamanı değil de yaşamı gittikçe tuhaflaşan, gizemli bir Yunan bahçesinde gezinen, kendi soyundan gelen ırkdaşlarını şimdinin anlamsızlığına hapseden, ağır aksak konuşan bir filozofun konuşmalarını saymak için var olan ve bir oldu bittiyle elinden çıkardığı saatlere nefretle bakanların yabansı öykülerini ustalıkla anlatıyor.

Yaşamı, geriye karanlık bir oyun olarak kalan ve burada çalan saatin şarkısını dinlemek isteyen okurlar için Nietzsche'nin Saati, bambaşka bir dünya.

Marsilya'ya dönmeden önce nedense bu yorgun duvar saatini yanına almıştı. Dietrich Berger'in yaşamına özendiği günlerde Nietzsche'nin bitmez, tükenmez ve ısrarcı mektuplarına cevap yazarken saatin şarkısını dinliyordu. Saatin gizi, ağır aksak ilerleyen bir şarkının derisinin altında gizlenmiş ölümün kendisinden başka bir şey değildi. Bir akşam kitabının başında uyuklarken bunu çözmüştü. Her bir tik ve tak, ölümün kendisine yaklaştığının ayak sesleriydi…

Şüpheli rüzgârların, karanlıkta yükselen şarkıların, cebinde şiirle gezen adamların, sağı solu bıçak gibi kesen sarkaçların, uğursuz gecelerin ve herkesin biraz Ogilvy olduğu zamanların öyküleriyle karşı karşıyayız.

Lokman Baybars, Nietzsche'nin Saati'nde, zamanı değil de yaşamı gittikçe tuhaflaşan, gizemli bir Yunan bahçesinde gezinen, kendi soyundan gelen ırkdaşlarını şimdinin anlamsızlığına hapseden, ağır aksak konuşan bir filozofun konuşmalarını saymak için var olan ve bir oldu bittiyle elinden çıkardığı saatlere nefretle bakanların yabansı öykülerini ustalıkla anlatıyor.

Yaşamı, geriye karanlık bir oyun olarak kalan ve burada çalan saatin şarkısını dinlemek isteyen okurlar için Nietzsche'nin Saati, bambaşka bir dünya.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat