#smrgKİTABEVİ Nörobilim Temelinde Sosyal ve Duygusal Gelişim - 2022
Her canlı, herkes öğrenir mi? Sorunun kısa ve kesin cevabı evet! Çünkü yaşamını sürdürebilmesi için canlı öğrenmek/gelişmek zorundadır. Öğrenmek, canlının genetik yapısında vardır. Bu nedenle her canlı öğrenir; özellikle insan sanki öğrenme için yaratılmıştır. Bu sözün ardını da getirmek gerekir. İnsan diğer canlılara göre daha yığın, hızlı, derinlemesine öğrenir ve yaşamına yansıtır. Öğrenmenin başlangıç noktası algılardır; duymak, görmek, dokunmak, kokusunu veya tadını almak yoluyla “çevreden” duyu organları ile sağlanan algılar canlının biyolojik düzeyine göre hemen bir eyleme yönelme, kaçma, yaklaşma, vazgeçme, yeme vb. etkinlilere dönüşür; insanda ise söz konusu algılar sorgulanır, yorumlanır ve anlamlandırılır. İnsan kıymetlidir; uygun çevrelerden mahrum kalmış, gelişememiş insan, dünyanın mükemmel yaratılışındaki bütünlüğe aykırı bir nokta gibidir; aykırı noktaların çokluğu veya yoğunluğu toplumsal alanın aydınlığında, gölgeli alanları gibidir.
Öğrenme, sadece bilişsel bir boyuttan ibaret değildir, yaşamı bütünleyen sosyal, duygusal ve biyolojik boyutu ile aile-okul-çevre bütünlüğünde gelişmenin bir parçasıdır. Bu parçanın en kritik elemanı ÇOCUK'tur. Dünya ÇOCUKLARIMIZA kalacak. Çocuklarımızın Zihinsel- Sosyal- Duygusal- Biyolojik gelişimi için farklıları koruyarak, uygun bir gelişim ortamı sunmak hepimizin görevidir.
Her canlı, herkes öğrenir mi? Sorunun kısa ve kesin cevabı evet! Çünkü yaşamını sürdürebilmesi için canlı öğrenmek/gelişmek zorundadır. Öğrenmek, canlının genetik yapısında vardır. Bu nedenle her canlı öğrenir; özellikle insan sanki öğrenme için yaratılmıştır. Bu sözün ardını da getirmek gerekir. İnsan diğer canlılara göre daha yığın, hızlı, derinlemesine öğrenir ve yaşamına yansıtır. Öğrenmenin başlangıç noktası algılardır; duymak, görmek, dokunmak, kokusunu veya tadını almak yoluyla “çevreden” duyu organları ile sağlanan algılar canlının biyolojik düzeyine göre hemen bir eyleme yönelme, kaçma, yaklaşma, vazgeçme, yeme vb. etkinlilere dönüşür; insanda ise söz konusu algılar sorgulanır, yorumlanır ve anlamlandırılır. İnsan kıymetlidir; uygun çevrelerden mahrum kalmış, gelişememiş insan, dünyanın mükemmel yaratılışındaki bütünlüğe aykırı bir nokta gibidir; aykırı noktaların çokluğu veya yoğunluğu toplumsal alanın aydınlığında, gölgeli alanları gibidir.
Öğrenme, sadece bilişsel bir boyuttan ibaret değildir, yaşamı bütünleyen sosyal, duygusal ve biyolojik boyutu ile aile-okul-çevre bütünlüğünde gelişmenin bir parçasıdır. Bu parçanın en kritik elemanı ÇOCUK'tur. Dünya ÇOCUKLARIMIZA kalacak. Çocuklarımızın Zihinsel- Sosyal- Duygusal- Biyolojik gelişimi için farklıları koruyarak, uygun bir gelişim ortamı sunmak hepimizin görevidir.