#smrgKİTABEVİ Nurcu Hareket ve Kürt Nurculuğu: Said-i Kürdi'den Said-i Nursi'ye -
Nurcu cemaat, bazı özellikleri ile diğer cemaatlerden ayrılır. Bu özellikleri şöyle özetleyebiliriz:
Nur Cemaati Türkiye'de ilk oluşan cemaattir. Said-i Kürdi 1930'lu yıllarda ismini değiştirip Said-i Nursi olduktan ve Risale-i Nurları yazmaya başladıktan sonra etrafında Ege bölgesinde bir cemaat oluştu. 1930'lu yıllarda değişik bölgelerde yüzlerce kadrosu olan, maddi bir güce dönüşen ilk cemaatti bu.
İkincisi, devletin ve emperyalizmin en çok ilgi gösterdiği cemaat Nur cemaati olmuştur. 1990'lı yıllarda Said-i Nursi adına Türkiye'de ve değişik ülkelerde uluslararası sempozyumlar düzenlenmiş, kitaplar yazılmıştır. Türkiye'de hiçbir cemaat kurucusu böylesi bir uluslararası ilgi görmemiştir.
Üçüncüsü, Nurcu olarak lanse edilen Gülen hareketi okullarıyla ve faaliyetleriyle dünya çapında bir örgütlenmeye dönüşmüştür. AKP iktidarlarıyla birlikte devleti ele geçirdiği iddia edilen, gündemden hiç düşmeyen, “cemaat” denilince ilk akla gelen Gülen hareketi, kamuoyunda Nurcu Cemaat olarak bilinmektedir. Türkiye'de hiçbir cemaat, resmi bürokrasi içinde, eğitimde ve uluslararası alanda bu ölçüde etkiye sahip olamamıştır.
Dördüncüsü, ilk Kürt İslami cemaati de 1990 yılında Kürt Nurcuları tarafından kurulmuştur. Yani hem Türkiye'de hem de Kürt bölgesinde ilk İslami cemaatleri kuranlar Nurculardır.
Osman Tiftikçi bu kitapta, Türkiye'deki İslami hareket ve cemaatler içinde böylesine önemli yeri olan Nurcu cemaatleri ve Nurculuğun kurucusu Said Nursi'yi inceliyor. Yazarın İslami hareketle ilgili olarak, İslamcılığın Doğuşu, Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Gelişimi ve 1960'lardan Günümüze Türkiye'de İslami Hareket isimli kitapları bulunuyor.
Nurcu cemaat, bazı özellikleri ile diğer cemaatlerden ayrılır. Bu özellikleri şöyle özetleyebiliriz:
Nur Cemaati Türkiye'de ilk oluşan cemaattir. Said-i Kürdi 1930'lu yıllarda ismini değiştirip Said-i Nursi olduktan ve Risale-i Nurları yazmaya başladıktan sonra etrafında Ege bölgesinde bir cemaat oluştu. 1930'lu yıllarda değişik bölgelerde yüzlerce kadrosu olan, maddi bir güce dönüşen ilk cemaatti bu.
İkincisi, devletin ve emperyalizmin en çok ilgi gösterdiği cemaat Nur cemaati olmuştur. 1990'lı yıllarda Said-i Nursi adına Türkiye'de ve değişik ülkelerde uluslararası sempozyumlar düzenlenmiş, kitaplar yazılmıştır. Türkiye'de hiçbir cemaat kurucusu böylesi bir uluslararası ilgi görmemiştir.
Üçüncüsü, Nurcu olarak lanse edilen Gülen hareketi okullarıyla ve faaliyetleriyle dünya çapında bir örgütlenmeye dönüşmüştür. AKP iktidarlarıyla birlikte devleti ele geçirdiği iddia edilen, gündemden hiç düşmeyen, “cemaat” denilince ilk akla gelen Gülen hareketi, kamuoyunda Nurcu Cemaat olarak bilinmektedir. Türkiye'de hiçbir cemaat, resmi bürokrasi içinde, eğitimde ve uluslararası alanda bu ölçüde etkiye sahip olamamıştır.
Dördüncüsü, ilk Kürt İslami cemaati de 1990 yılında Kürt Nurcuları tarafından kurulmuştur. Yani hem Türkiye'de hem de Kürt bölgesinde ilk İslami cemaatleri kuranlar Nurculardır.
Osman Tiftikçi bu kitapta, Türkiye'deki İslami hareket ve cemaatler içinde böylesine önemli yeri olan Nurcu cemaatleri ve Nurculuğun kurucusu Said Nursi'yi inceliyor. Yazarın İslami hareketle ilgili olarak, İslamcılığın Doğuşu, Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Gelişimi ve 1960'lardan Günümüze Türkiye'de İslami Hareket isimli kitapları bulunuyor.