#smrgKİTABEVİ Öksüz Musa - 2024

Editör:
Ayşegül Çakan
Kapak Tasarım:
Bilgi Erdoğan
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
MMP Baskı Tesisleri
Dizi Adı:
ISBN-10:
9944612135
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199003168
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
192 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
127,80
Havale/EFT ile: 123,97
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199003168
389332
Öksüz Musa -        2024
Öksüz Musa - 2024 #smrgKİTABEVİ
127.80
“Musa, açlığın, karnında yarattığı fırtına yüzünden hiç uyuyamıyor, uyuyakalıp da yemeği kaçırır korkusuyla kendine işkence ederek uyanık kalmaya çalışıyordu. Eski Ermeni mahallesinin derin sessizliği, gecenin bir vaktinde, bir zafer çığlığıyla parçalanıyor, bu top gibi patlayan gürültü, dakikalarca sürüyordu. “Ekmek geldi, ekmek” sözleri bu kulakları sağır eden uğultu içinde sık sık bir ateşleyici öğe olarak işitiliyordu. Ermeni mahallesinin üzerinden bayağı ürkütücü bir kasırga gibi geçen bu sevinçli haykırışlara belki uykularından sıçrayan birçok kişi anlam veremiyordu. Bunlar, birkaç ay daha sürecek, sonra, sonrasız susacaktı. Şundan ki devlet, artık o çamurdan ayırtsız ekmek parçacığıyla bulaşık suyundan çorbayı da veremeyecek duruma düşecek, bü­tün bu açlığı yenme umudunun şarkılarını söyleyen yavrucuklar, bir kez daha geldikleri yere, sokağa düşecekler, ölüm onları birer köşede kıstırıp birer çekirge yavrusu gibi çerez diye yiyecekti. Ancak, o günlere biraz daha vardı.”

Öksüz Musa, Savaş ve Açlar'ın devamı niteliğinde olan ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın son yılları ve sonrasına denk gelen süreçte, şehit çocuklarının memleket sathına yayılmış çeşitli öksüz yurtlarında geçen açlık, yokluk ve yalnızlıklarıyla baş etme çabalarını anlatan, edebiyat tarihimizin başyapıtlarından biridir. Roman, yalnız bu coğrafyada yaşayan insanların değil Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamalarının ne denli çilelerle dolu olduğunu da anlatmaktadır.

“Musa, açlığın, karnında yarattığı fırtına yüzünden hiç uyuyamıyor, uyuyakalıp da yemeği kaçırır korkusuyla kendine işkence ederek uyanık kalmaya çalışıyordu. Eski Ermeni mahallesinin derin sessizliği, gecenin bir vaktinde, bir zafer çığlığıyla parçalanıyor, bu top gibi patlayan gürültü, dakikalarca sürüyordu. “Ekmek geldi, ekmek” sözleri bu kulakları sağır eden uğultu içinde sık sık bir ateşleyici öğe olarak işitiliyordu. Ermeni mahallesinin üzerinden bayağı ürkütücü bir kasırga gibi geçen bu sevinçli haykırışlara belki uykularından sıçrayan birçok kişi anlam veremiyordu. Bunlar, birkaç ay daha sürecek, sonra, sonrasız susacaktı. Şundan ki devlet, artık o çamurdan ayırtsız ekmek parçacığıyla bulaşık suyundan çorbayı da veremeyecek duruma düşecek, bü­tün bu açlığı yenme umudunun şarkılarını söyleyen yavrucuklar, bir kez daha geldikleri yere, sokağa düşecekler, ölüm onları birer köşede kıstırıp birer çekirge yavrusu gibi çerez diye yiyecekti. Ancak, o günlere biraz daha vardı.”

Öksüz Musa, Savaş ve Açlar'ın devamı niteliğinde olan ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın son yılları ve sonrasına denk gelen süreçte, şehit çocuklarının memleket sathına yayılmış çeşitli öksüz yurtlarında geçen açlık, yokluk ve yalnızlıklarıyla baş etme çabalarını anlatan, edebiyat tarihimizin başyapıtlarından biridir. Roman, yalnız bu coğrafyada yaşayan insanların değil Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamalarının ne denli çilelerle dolu olduğunu da anlatmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat