#smrgSAHAF Ölü Canlar -

Stok Kodu:
1199046095
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
168 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199046095
432092
Ölü Canlar -
Ölü Canlar - #smrgSAHAF
0.00
2 Temmuz 1993: Sivas toplu kıyımı. Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmak üzere Sivas'a gelen yazar, şair, bilim adamı, gazeteci ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli ateşe verildi. 37 kişi diri diri yanarak öldü. Sanıklardan kimine idam cezası verildi, kimi ise değişik hapis cezalarına çarptırıldı, ancak dosya henüz kapanmadı, suçluların hepsi de yakalanmadı. Bir ucu açık kaldı olayın da yaşananların da. Belleklerden silinmeyecek bu yangının üzerinden tam on yıl geçti. Hiçbir şey unutulmadı, acılar kabuk bağlamadı. Yıllar geçti, ama 37 cana kıyan zihniyet değişti mi? Fatih Atila, bu kıyım üzerine yapılandırdığı romanında, olayın değişik katmanlarını, o tarihte Sivas'ta bulunanlardan birinin gözünden kurguluyor; dava sürerken kente dönen bir avukat, gizemli bir İngiliz ve ete kemiğe bürünen kent, bu romanın baş kişileri. Yazar olayı kurmaca bir metin içinde yoğururken yaşanan kıyımı kurgunun içinde çoğaltmıyor, hissettiriyor; olayın az ya da çok içinde olan kişilerde bıraktığı izleri, yaraları puslu bir perdenin ardından okutuyor. Yaşananları sömürmeden, okuru kışkırtmadan, kalemini kin ve öfkeye bulamadan iniyor yangının derinlerine... (Arka kapaktan)
2 Temmuz 1993: Sivas toplu kıyımı. Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmak üzere Sivas'a gelen yazar, şair, bilim adamı, gazeteci ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli ateşe verildi. 37 kişi diri diri yanarak öldü. Sanıklardan kimine idam cezası verildi, kimi ise değişik hapis cezalarına çarptırıldı, ancak dosya henüz kapanmadı, suçluların hepsi de yakalanmadı. Bir ucu açık kaldı olayın da yaşananların da. Belleklerden silinmeyecek bu yangının üzerinden tam on yıl geçti. Hiçbir şey unutulmadı, acılar kabuk bağlamadı. Yıllar geçti, ama 37 cana kıyan zihniyet değişti mi? Fatih Atila, bu kıyım üzerine yapılandırdığı romanında, olayın değişik katmanlarını, o tarihte Sivas'ta bulunanlardan birinin gözünden kurguluyor; dava sürerken kente dönen bir avukat, gizemli bir İngiliz ve ete kemiğe bürünen kent, bu romanın baş kişileri. Yazar olayı kurmaca bir metin içinde yoğururken yaşanan kıyımı kurgunun içinde çoğaltmıyor, hissettiriyor; olayın az ya da çok içinde olan kişilerde bıraktığı izleri, yaraları puslu bir perdenin ardından okutuyor. Yaşananları sömürmeden, okuru kışkırtmadan, kalemini kin ve öfkeye bulamadan iniyor yangının derinlerine... (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat