1940'lı Yıllardan Günümüze Kadar Uzanan, Yer Yer Fantastik Öğelerle Yüklü, Mizahi Yönü Ağır Basan Bir Hikâye anlatıyor Aslı Tohumcu...
1940'lı yıllardan günümüze kadar uzanan, yer yer fantastik öğelerle yüklü, mizahi yönü ağır basan bir hikâye...
Bursa'nın Kiremitçi Mahallesi'nde doğan Adnan isimli bir bebek mahallede olduğu kadar Tanrı'nın melekler katında da şaşkınlığa yol açar. Kesmeşeker olarak nam salmış, mahallenin sözünü hiç sakınmayan, külyutmaz kız kurusu, Allah analı babalı büyütsün'e geldiğinde malumu ilam eder: Birilerinin sırasını çalmış ayol bu! İflah olmaz hiç .
Kesmeşeker'in kehaneti doğru çıkar ne yazık ki. Sırası çalınan ve ne bu dünyaya ne de diğer dünyaya ait olan sadece istediği gözlere görünen Reşat, daha ilk günden başlayarak Adnan'ı ortadan kaldırmak için akla hayale gelmeyecek kazalar tertip eder. Elbette Azrail Efendimizden de fikir ve yardım alarak.
Ölü Reşat devreye Tanrı'nın ve meleklerinin de girmesiyle iyice renklenen sürpriz bir finalle okuru şaşırtıyor.
“Bir yazarı bir başka yazarla tartmak gibi algılanmasın ama daha çok İhsan Oktay Anar romanlarında gördüğümüz bir roman dili ve üslubu var Tohumcu'nun. Ancak bu benzerlikten öte bir üslup ortaklığı gibi daha çok. Tıpkı Anar romanlarında olduğu gibi romanın dili, yapıtın en özel yanını meydana getiriyor Ölü Reşat'ta da ve dahası, bir başka roman karakteri gibi metnin içine sızıyor. Aslı Tohumcu'nun anlattığı hikâye boyunca renkli karakterlerle birlikte bu roman dilinin de izini sürüyoruz aynı zamanda.” - Eray Ak, Cumhuriyet Kitap eki
1940'lı Yıllardan Günümüze Kadar Uzanan, Yer Yer Fantastik Öğelerle Yüklü, Mizahi Yönü Ağır Basan Bir Hikâye anlatıyor Aslı Tohumcu...
1940'lı yıllardan günümüze kadar uzanan, yer yer fantastik öğelerle yüklü, mizahi yönü ağır basan bir hikâye...
Bursa'nın Kiremitçi Mahallesi'nde doğan Adnan isimli bir bebek mahallede olduğu kadar Tanrı'nın melekler katında da şaşkınlığa yol açar. Kesmeşeker olarak nam salmış, mahallenin sözünü hiç sakınmayan, külyutmaz kız kurusu, Allah analı babalı büyütsün'e geldiğinde malumu ilam eder: Birilerinin sırasını çalmış ayol bu! İflah olmaz hiç .
Kesmeşeker'in kehaneti doğru çıkar ne yazık ki. Sırası çalınan ve ne bu dünyaya ne de diğer dünyaya ait olan sadece istediği gözlere görünen Reşat, daha ilk günden başlayarak Adnan'ı ortadan kaldırmak için akla hayale gelmeyecek kazalar tertip eder. Elbette Azrail Efendimizden de fikir ve yardım alarak.
Ölü Reşat devreye Tanrı'nın ve meleklerinin de girmesiyle iyice renklenen sürpriz bir finalle okuru şaşırtıyor.
“Bir yazarı bir başka yazarla tartmak gibi algılanmasın ama daha çok İhsan Oktay Anar romanlarında gördüğümüz bir roman dili ve üslubu var Tohumcu'nun. Ancak bu benzerlikten öte bir üslup ortaklığı gibi daha çok. Tıpkı Anar romanlarında olduğu gibi romanın dili, yapıtın en özel yanını meydana getiriyor Ölü Reşat'ta da ve dahası, bir başka roman karakteri gibi metnin içine sızıyor. Aslı Tohumcu'nun anlattığı hikâye boyunca renkli karakterlerle birlikte bu roman dilinin de izini sürüyoruz aynı zamanda.” - Eray Ak, Cumhuriyet Kitap eki