#smrgKİTABEVİ Ölümden Kalıma: Diyarbakır Cezaevi'nden Mektuplar -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Yüzleşme Dizisi
ISBN-10:
9789752897717
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199166126
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
220 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
90,45
Havale/EFT ile: 87,74
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199166126
552276
Ölümden Kalıma: Diyarbakır Cezaevi'nden Mektuplar -
Ölümden Kalıma: Diyarbakır Cezaevi'nden Mektuplar - #smrgKİTABEVİ
90.45
Zor zamanlardan geçmiştik hep beraber. Anneler, babalar, kardeşler, eşler ve çocuklar dışarıda, bizler içeride, zor zamanlardan geçmiştik. 'Ölümden kalıma' bir hayattı söz konusu olan. Üç yıl boyunca, askeri hastanenin morguna, cezaevinden ölü inşan bedenleri taşınıp durmuştu.Gerçekler ve rivayetler birbirine karışıyordu çoğu kez. Bu dönemlerde görüşe çıkmadığımız zamanlarda, dışarıdakilerin aklına ölümden başka bir şey gelmiyordu.

Ölüm cok kolay gerçekleşiyordu çünkü ve bizden biri hakkında haber alınamayınca, bu kişinin ölmüş olabileceğine dair bir rivayet, bir söylenti cezaevinin kapısında bekleşen kalabalıkların arasında hızla yayılabiliyordu.

Direniş zamanlarında, dışarıdakiler cezaevinin kapısında merak ve endişe içinde bir haber alabilmek için saatlerce, günlerce bekliyorlardı.

Askeri hastanenin morgu ve cezaevi arasında yaşanan korkunç bir bekleyişti bu.

"Sabah sizlerle uyanmayı ve sizlerle beraber kahvaltı sofrasına oturmayı özlemişim. Bir geceyi sabaha kadar okuyarak geçirmeyi ve sabah saatlerinde namaza kalkan annemi böylece hayrete düşürmeyi özlemişim. Güne yeni başladığınız sabahın ilk saatlerinde gidip akşama kadar uyumayı özlemişim. Sarhoş olmayı, sonra da bu sarhoşluk içinde seni kahkahalardan kırıp geçirmeyi özlemişim. Zil zurna sarhoş birini saatlerce dinlemeye kendimi mahkûm etmeyi özlemişim...

Hasretini çektiğim ve özlediğim daha çok şey var tabii. Bir deniz kıyısında sabahları kuş sesleriyle uyanmayı özledim. Diyarbakır'ın sokaklarında turladıktan sonra tatlı bir yorgunluk içinde oturacağım bir kadayıfçıda peynirli kadayıf yemeyi özledim. Dilan Sineması'nın yazlığında film seyretmeyi, Sino'da rakı içmeyi, Dörtyol'da Doşo'dan gazete almayı, alırken onunla hayran olduğu Bülent Ecevit'i konuşmayı özledim... yeni yılda depreşen bu heyecanlarla doluyum şimdi. Bedenim burada, kalbim dışarıda... Burada kendimi misafir gibi görüyorum artık. Bundan sonrası ya başka bir cezaevi olacak ya da özgür kalacağım."

Zor zamanlardan geçmiştik hep beraber. Anneler, babalar, kardeşler, eşler ve çocuklar dışarıda, bizler içeride, zor zamanlardan geçmiştik. 'Ölümden kalıma' bir hayattı söz konusu olan. Üç yıl boyunca, askeri hastanenin morguna, cezaevinden ölü inşan bedenleri taşınıp durmuştu.Gerçekler ve rivayetler birbirine karışıyordu çoğu kez. Bu dönemlerde görüşe çıkmadığımız zamanlarda, dışarıdakilerin aklına ölümden başka bir şey gelmiyordu.

Ölüm cok kolay gerçekleşiyordu çünkü ve bizden biri hakkında haber alınamayınca, bu kişinin ölmüş olabileceğine dair bir rivayet, bir söylenti cezaevinin kapısında bekleşen kalabalıkların arasında hızla yayılabiliyordu.

Direniş zamanlarında, dışarıdakiler cezaevinin kapısında merak ve endişe içinde bir haber alabilmek için saatlerce, günlerce bekliyorlardı.

Askeri hastanenin morgu ve cezaevi arasında yaşanan korkunç bir bekleyişti bu.

"Sabah sizlerle uyanmayı ve sizlerle beraber kahvaltı sofrasına oturmayı özlemişim. Bir geceyi sabaha kadar okuyarak geçirmeyi ve sabah saatlerinde namaza kalkan annemi böylece hayrete düşürmeyi özlemişim. Güne yeni başladığınız sabahın ilk saatlerinde gidip akşama kadar uyumayı özlemişim. Sarhoş olmayı, sonra da bu sarhoşluk içinde seni kahkahalardan kırıp geçirmeyi özlemişim. Zil zurna sarhoş birini saatlerce dinlemeye kendimi mahkûm etmeyi özlemişim...

Hasretini çektiğim ve özlediğim daha çok şey var tabii. Bir deniz kıyısında sabahları kuş sesleriyle uyanmayı özledim. Diyarbakır'ın sokaklarında turladıktan sonra tatlı bir yorgunluk içinde oturacağım bir kadayıfçıda peynirli kadayıf yemeyi özledim. Dilan Sineması'nın yazlığında film seyretmeyi, Sino'da rakı içmeyi, Dörtyol'da Doşo'dan gazete almayı, alırken onunla hayran olduğu Bülent Ecevit'i konuşmayı özledim... yeni yılda depreşen bu heyecanlarla doluyum şimdi. Bedenim burada, kalbim dışarıda... Burada kendimi misafir gibi görüyorum artık. Bundan sonrası ya başka bir cezaevi olacak ya da özgür kalacağım."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat