#smrgKİTABEVİ Ölümsüz - 2017
Ölümsüz, ilkin içeriğinden daha çok, bir üslup ve biçim denemesi oluşuna dair sorularını zihne bırakıyor. Epiği, tragedyaları, kahramanı ve kahramanlıkları, yüceyi tartışma alanına yeniden çağıran bir metnin burada ve şimdide bizim için söyleyeceği ne olabilir? Şair bize bu çağrı ile ne yapmak ister, ne göstermeye çalışır? Şiirde kendini duyuran seslerin çoğulluğu ne anlama gelmektedir? Yükselen, öne çıkan ses kimindir ve altta, şiir ilerledikçe kimin sesidir silinen? Dünyanın onarılamazlığı gerçeğiyle sersemlemiş, parçalanmış, kurtuluşsuzluğun içinde, kapanında kıvranan modern öznenin trajedisi… Aramak zorunda olduğumuz şey budur.
Ölümsüz bir parodi metin. Koro: Erkekler, Veteranlar, Yağmur Bekleyen Kadınlar, İşçiler, Mandolin Çalan Kızlar, Gölgelere Uzanan Şövalyeler, Devlet Adamları, Müttefikler… Telaşlı, öfkeli, küstah, alaycı, … sesleriyle konuşur bizimle. “Erkekler:/ Şükürler olsun golf toplarına,/ Şükürler olsun tenis fanilama!/ Başımı özgücümle ayıkladım/ Ezdim bitlerini, koydum yanına;/ Şimdi yalnız sanadır dualarım/ Ey, ölü deniz!/ Ve sırtında gezdirdiğin/ Itırlı, hafif akşama.” - Asuman Susam
Ve sandallarını dehşetle doldurdu mevsim sessiz kıyılarında gazete sayfalarının neyin içindeydik o zaman, yazda mıydık, kış mıydı kaç parçaya bölünmüştü babmın kucağı neyin dışındaydık o zaman, savaşınmı, barışınmı karanlık bir denizde seçiliyordu balıklar bakında üstten ve dipten bir kuru gıda paketi değil miydi rahmet paraşütle yağan cesetlerin üstüne ve artık kısır kalmış bir yazıcı değil miyim ben?
Yalnızlığı ve uzaklığı seçmiş bir şairin inzivada geçirdiği yıllarının ürünü Ölümsüz. Dünyayla yüzleşirken yaslandığı gerçeklikleri sorgulayan bir şiirin yazılma öyküsü aynı zamanda. Tarihinin gölgelerinden çağına yürüyen, kendi rehberliğini yaratmış ve sınamış bir yolculuk kitabı.
Ölümsüz, ilkin içeriğinden daha çok, bir üslup ve biçim denemesi oluşuna dair sorularını zihne bırakıyor. Epiği, tragedyaları, kahramanı ve kahramanlıkları, yüceyi tartışma alanına yeniden çağıran bir metnin burada ve şimdide bizim için söyleyeceği ne olabilir? Şair bize bu çağrı ile ne yapmak ister, ne göstermeye çalışır? Şiirde kendini duyuran seslerin çoğulluğu ne anlama gelmektedir? Yükselen, öne çıkan ses kimindir ve altta, şiir ilerledikçe kimin sesidir silinen? Dünyanın onarılamazlığı gerçeğiyle sersemlemiş, parçalanmış, kurtuluşsuzluğun içinde, kapanında kıvranan modern öznenin trajedisi… Aramak zorunda olduğumuz şey budur.
Ölümsüz bir parodi metin. Koro: Erkekler, Veteranlar, Yağmur Bekleyen Kadınlar, İşçiler, Mandolin Çalan Kızlar, Gölgelere Uzanan Şövalyeler, Devlet Adamları, Müttefikler… Telaşlı, öfkeli, küstah, alaycı, … sesleriyle konuşur bizimle. “Erkekler:/ Şükürler olsun golf toplarına,/ Şükürler olsun tenis fanilama!/ Başımı özgücümle ayıkladım/ Ezdim bitlerini, koydum yanına;/ Şimdi yalnız sanadır dualarım/ Ey, ölü deniz!/ Ve sırtında gezdirdiğin/ Itırlı, hafif akşama.” - Asuman Susam
Ve sandallarını dehşetle doldurdu mevsim sessiz kıyılarında gazete sayfalarının neyin içindeydik o zaman, yazda mıydık, kış mıydı kaç parçaya bölünmüştü babmın kucağı neyin dışındaydık o zaman, savaşınmı, barışınmı karanlık bir denizde seçiliyordu balıklar bakında üstten ve dipten bir kuru gıda paketi değil miydi rahmet paraşütle yağan cesetlerin üstüne ve artık kısır kalmış bir yazıcı değil miyim ben?
Yalnızlığı ve uzaklığı seçmiş bir şairin inzivada geçirdiği yıllarının ürünü Ölümsüz. Dünyayla yüzleşirken yaslandığı gerçeklikleri sorgulayan bir şiirin yazılma öyküsü aynı zamanda. Tarihinin gölgelerinden çağına yürüyen, kendi rehberliğini yaratmış ve sınamış bir yolculuk kitabı.