#smrgKİTABEVİ Ölümün İzinde Sonlu Bir Hayatta Sonsuz Sorgular - 2025
Editör:
Sevim Erdoğan
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6255941077
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
202,50
Havale/EFT ile:
194,42
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199237064
624239

https://www.simurgkitabevi.com/olumun-izinde-sonlu-bir-hayatta-sonsuz-sorgular-2025
Ölümün İzinde Sonlu Bir Hayatta Sonsuz Sorgular - 2025 #smrgKİTABEVİ
202.50
Hayatın iki değişmez gerçeği var: doğum ve ölüm
Nerede doğduğumuz, kim olduğumuz, ne kadar yaşadığımız fark etmez; hepimiz aynı sona varırız.
Ölüm, tüm ayrımları silen en büyük eşitleyicidir. Bazen bir fırtına gibi aniden gelir, bazen de ağır ağır yaklaşır.
Sevdiklerimizi kaybetmek istemeyiz, ama hayat er ya da geç bizi bu gerçekle yüzleştirir. Kaçınılmaz olanı kabul etmek, acıyı bastırmaktan daha derin bir farkındalık sağlar. Çünkü anlam, kayıpların boşluğunda değil, onlarla kurduğumuz bağda gizlidir.
İnsanlık var olduğu günden beri ölümü sorguladı. Korkuyla baktı, merakla düşündü. Oysa ölüm, doğum kadar doğal, yaşam kadar gerçektir. Bilinmezlik karşısında doğumu nasıl kabul ediyorsak, ölümü de aynı doğallıkla karşılamayı öğrenebiliriz.
Bu kitap, ölümün biyolojik, psikolojik ve felsefi boyutlarına ışık tutarken, kaybın ve yeniden başlamanın iç içe geçtiği o hassas çizgide yürümeye davet ediyor okuru. Çünkü hayat, eksilmeler ve yeniden tamamlanmalarla ilerleyen bir döngüdür.
Unutmayın: Her son, yeni bir başlangıcın eşiğidir.
Nerede doğduğumuz, kim olduğumuz, ne kadar yaşadığımız fark etmez; hepimiz aynı sona varırız.
Ölüm, tüm ayrımları silen en büyük eşitleyicidir. Bazen bir fırtına gibi aniden gelir, bazen de ağır ağır yaklaşır.
Sevdiklerimizi kaybetmek istemeyiz, ama hayat er ya da geç bizi bu gerçekle yüzleştirir. Kaçınılmaz olanı kabul etmek, acıyı bastırmaktan daha derin bir farkındalık sağlar. Çünkü anlam, kayıpların boşluğunda değil, onlarla kurduğumuz bağda gizlidir.
İnsanlık var olduğu günden beri ölümü sorguladı. Korkuyla baktı, merakla düşündü. Oysa ölüm, doğum kadar doğal, yaşam kadar gerçektir. Bilinmezlik karşısında doğumu nasıl kabul ediyorsak, ölümü de aynı doğallıkla karşılamayı öğrenebiliriz.
Bu kitap, ölümün biyolojik, psikolojik ve felsefi boyutlarına ışık tutarken, kaybın ve yeniden başlamanın iç içe geçtiği o hassas çizgide yürümeye davet ediyor okuru. Çünkü hayat, eksilmeler ve yeniden tamamlanmalarla ilerleyen bir döngüdür.
Unutmayın: Her son, yeni bir başlangıcın eşiğidir.
Hayatın iki değişmez gerçeği var: doğum ve ölüm
Nerede doğduğumuz, kim olduğumuz, ne kadar yaşadığımız fark etmez; hepimiz aynı sona varırız.
Ölüm, tüm ayrımları silen en büyük eşitleyicidir. Bazen bir fırtına gibi aniden gelir, bazen de ağır ağır yaklaşır.
Sevdiklerimizi kaybetmek istemeyiz, ama hayat er ya da geç bizi bu gerçekle yüzleştirir. Kaçınılmaz olanı kabul etmek, acıyı bastırmaktan daha derin bir farkındalık sağlar. Çünkü anlam, kayıpların boşluğunda değil, onlarla kurduğumuz bağda gizlidir.
İnsanlık var olduğu günden beri ölümü sorguladı. Korkuyla baktı, merakla düşündü. Oysa ölüm, doğum kadar doğal, yaşam kadar gerçektir. Bilinmezlik karşısında doğumu nasıl kabul ediyorsak, ölümü de aynı doğallıkla karşılamayı öğrenebiliriz.
Bu kitap, ölümün biyolojik, psikolojik ve felsefi boyutlarına ışık tutarken, kaybın ve yeniden başlamanın iç içe geçtiği o hassas çizgide yürümeye davet ediyor okuru. Çünkü hayat, eksilmeler ve yeniden tamamlanmalarla ilerleyen bir döngüdür.
Unutmayın: Her son, yeni bir başlangıcın eşiğidir.
Nerede doğduğumuz, kim olduğumuz, ne kadar yaşadığımız fark etmez; hepimiz aynı sona varırız.
Ölüm, tüm ayrımları silen en büyük eşitleyicidir. Bazen bir fırtına gibi aniden gelir, bazen de ağır ağır yaklaşır.
Sevdiklerimizi kaybetmek istemeyiz, ama hayat er ya da geç bizi bu gerçekle yüzleştirir. Kaçınılmaz olanı kabul etmek, acıyı bastırmaktan daha derin bir farkındalık sağlar. Çünkü anlam, kayıpların boşluğunda değil, onlarla kurduğumuz bağda gizlidir.
İnsanlık var olduğu günden beri ölümü sorguladı. Korkuyla baktı, merakla düşündü. Oysa ölüm, doğum kadar doğal, yaşam kadar gerçektir. Bilinmezlik karşısında doğumu nasıl kabul ediyorsak, ölümü de aynı doğallıkla karşılamayı öğrenebiliriz.
Bu kitap, ölümün biyolojik, psikolojik ve felsefi boyutlarına ışık tutarken, kaybın ve yeniden başlamanın iç içe geçtiği o hassas çizgide yürümeye davet ediyor okuru. Çünkü hayat, eksilmeler ve yeniden tamamlanmalarla ilerleyen bir döngüdür.
Unutmayın: Her son, yeni bir başlangıcın eşiğidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.