Önce Şairleri Yaktılar'da onun son dönem denemelerini bulacaksınız. Kimi zaman bir günlük parçasına, kimi zaman okuruyla bir dertleşmeye, kimi zaman ülkemizin can alıcı politik gerilimine değinen Ahmet Cemal, yaşadıklarımızı elinizdeki kitabın başlığıyla özetlemiyor mu zaten: Önce Şairleri Yaktılar. Sonra sanatın tüm alanlarını aşağıladılar; heykelleri yıktılar, tiyatroları kapattılar; ders kitaplarında şiirleri sansürlediler... Ama susturamadılar. Önce Şairleri Yaktılar, susmayan bir edebiyat adamının kaleminden çıktı işte...
“YANLIŞ OKUMANIN TEMEL NEDENİ OKUMAYI BİLMEMEKTİR”
-Her türlü yanlış okumanın birincil ve temel nedeni, aslında okumayı bilmemektir, yani kara cahilliktir. Okumayı bilmek, sadece harfleri ve onları sözcüklere dönüştürmesini bilmek demek değildir. Okunacak metne bakmasını bilmek değildir. Okunacak metni görmek demektir. Eski Yunanca'da görmek fiilinin bir karşılığı da ‘ele geçirmek' ya da el koymaktır. Yani ancak baktığınızı ona el koyarak içselleştirebildiğinizde veya kendinizin kılabildiğinizde onu aynı zamanda görmüş olursunuz. İşte benim yanlış ya da doğru okumak derken söylemek istediğim de böyle bir şey. Doğru okumak, ancak doğru ve yeterli bilgi temelinde, böyle bir temelin rehberliği ile gerçekleşebilecek bir eylemdir…
Önce Şairleri Yaktılar'da onun son dönem denemelerini bulacaksınız. Kimi zaman bir günlük parçasına, kimi zaman okuruyla bir dertleşmeye, kimi zaman ülkemizin can alıcı politik gerilimine değinen Ahmet Cemal, yaşadıklarımızı elinizdeki kitabın başlığıyla özetlemiyor mu zaten: Önce Şairleri Yaktılar. Sonra sanatın tüm alanlarını aşağıladılar; heykelleri yıktılar, tiyatroları kapattılar; ders kitaplarında şiirleri sansürlediler... Ama susturamadılar. Önce Şairleri Yaktılar, susmayan bir edebiyat adamının kaleminden çıktı işte...
“YANLIŞ OKUMANIN TEMEL NEDENİ OKUMAYI BİLMEMEKTİR”
-Her türlü yanlış okumanın birincil ve temel nedeni, aslında okumayı bilmemektir, yani kara cahilliktir. Okumayı bilmek, sadece harfleri ve onları sözcüklere dönüştürmesini bilmek demek değildir. Okunacak metne bakmasını bilmek değildir. Okunacak metni görmek demektir. Eski Yunanca'da görmek fiilinin bir karşılığı da ‘ele geçirmek' ya da el koymaktır. Yani ancak baktığınızı ona el koyarak içselleştirebildiğinizde veya kendinizin kılabildiğinizde onu aynı zamanda görmüş olursunuz. İşte benim yanlış ya da doğru okumak derken söylemek istediğim de böyle bir şey. Doğru okumak, ancak doğru ve yeterli bilgi temelinde, böyle bir temelin rehberliği ile gerçekleşebilecek bir eylemdir…