İnsanoğlunun en kadim sorularından biri “Nasıl?” diğeri ise “Neden?”dir. “Neden?” sorusunu cevaplamak nispeten daha kolaydır çünkü bu, teorik bir sorudur. Cevapları; kavramlardan, kuramlardan, karmaşık ve mantıksal kurgulardan oluşur. Fakat ikinci soruya gelince ortaya atılan tezler, ileri sürülen argümanlar elenir ve geriye yalnızca hayatta karşılık bulabilen cevaplar kalır. İslam, bir dünya vadetti; geçmişi ve geleceği, insanı ve kâinatı, eşyayı ve hadiseleri açıklayarak onların ne olduğunun cevabını verdi ve bütün bu hakikatlere dayanarak birtakım taleplerde bulundu. Sonra sıra büyük soruya geldi: “Peki, nasıl?” Soru çok kısa ve bir o kadar da zordu. Buna mukabil cevap çok netti: “O'nun gibi.”
O, insan olmanın en ideal formudur. O, hakikatle hayatın buluştuğu, sonsuz ile faninin birleştiği, soyutun somutlaştığı, ezeli ve ebedinin fanide tecelli ettiği, sonsuzluğun sonluda var olduğu; hakikatin gerçekle, idealin reelle kesiştiği, kusursuzluğun kusurlu bir tabiatta hayat bulduğu, noksansızlığın noksan bir varlıkta tecessüm ettiği, hülasa bütün imkânsızların mümkün olduğu bir beşerdir.
Muhammed Yazıcı, O'nun Gibi'de, hayatın anlamını “neden”lerle ve “nasıl”larla arayan okurlar için ilham veren bir başlangıç noktası sunarak, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in (sav) özverili kulluğunu, ailevi ilişkilerindeki örnek tutumunu ve toplumda inşa ettiği sağlam bağları O'nun yaşamından örneklerle detaylandırıyor.